
Halikarnas, (günümüz Bodrum, Türkiye) Anadolu'nun Gökova Körfezi'nde bulunan Karya'nın antik İyonya şehriydi. İnanılana göre Peleponezli Dor Yunanlıları tarafından bulunmuştur. Oğullarının en ünlüsü olan tarihçi Herodot, ilk zamanlarda şehrin Triopion'daki Dor Apollon festivaline katıldığını ancak şehrin edebiyat ve kültürünün tamamen İyonya ait olduğunu Herodot Tarihinde İyon yunancası ile yazmıştır. Halikarnas, 'Tarihin Babası' Herodot'un memleketi olduğu için yazılı tarihin doğuşuyla bağlantılı hale geldi ancak zamanında Anadolu'nun en büyük kentsel ticaret merkezlerinden biri olarak biliniyordu. Günümüzde ise Halikarnas ve tarihi oldukça yaygındır. Tarihçi Will Durant şunları söylüyor:
Perikles nesirinin en büyük başarısı tarihdi. Bir bakıma geçmişi keşfeden ve bilinçli olarak zaman içinde insana dair bir bakış açısı aranan elli yüzyıldı. Herodot'ta tarihyazımı, gençliğin tüm çekiciliğine ve gücüne sahiptir (430).
Korunaklı geniş limanı ve deniz yolları üzerindeki kilit konumu ile şehir, en ünlü hükümdarı Kral Mausolus olan küçük krallığın başkenti olmuştur. Eşi Artemisia, Heredot'un ölümünden sonra antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi olarak adlandırılan büyük Anıt Mezarı'nı inşa etti. Will Durant şöyle yazmıştır:
Dönemin [MÖ 4. yüzyıl] heykelsi şaheseri, Halikarnas kralı Mausolus'a adanan büyük mozoleydi. Sözde bir Pers satrapı olan Mausolus, kişisel hakimiyetini Karia ile İonia ve Likya'nın bazı bölgelerine kadar genişletmiş ve gelirlerini bir filo inşa etmek ve başkentini güzelleştirmek için kullanmıştı (494).
Artemisia ve Mausolus, kentlerinin Anadolu'nun incisi olmasını istemesiyle birlikte kent, mimari ve altyapı açısından büyük bir yenilenme geçirdi. Büyük bir duvar devresi, kamu binaları, gizli bir tersane ve kanalın yanı sıra tanrılara çok sayıda iyi şekilde sıralanmış yollar ve tapınaklar inşa edildi.
Şehir, MÖ 334'te (ünlü Halikarnas Kuşatması) Büyük İskender tarafından kuşatıldı ve neredeyse bu bölge onun tek yenilgisi olacaktı. Lakin son dakikada piyadeleri duvarları kırdı ve Pers gemilerini yaktı. Pers komutanı Rodoslu Memnon yenildiğini anlayınca şehri ateşe verdi ve kaçtı. Şehrin büyük bir kısmı yandı. İskender'in müttefiki olan Karialı Ada'yı, Halikarnas'ı yönetmesi için atadı. Bunun karşılığında Ada da Perslerden alınan şehirde İskender'in soyunun her daim hüküm sürmesi için onu resmen oğlu olarak kabul etti.
Ancak İskender'in ölümünden sonra, şehrin yönetimi Antigonus I (MÖ 311), Lysimachus (MÖ 301'den sonra) ve Ptolemies'e (MÖ 281–197) geçti ve Roma egemenliğine girmeden MÖ 129'a kadar kısa bir süreliğine bağımsız bir krallık olmuştu. Akdeniz'de tekrarlanan korsan saldırıları bölgede daha fazla hasara yol açarken, bir dizi deprem şehrin çoğunu ve büyük Mozole'yi yok etti.
Erken Hristiyanlık dönemiyle birlikte Halikarnas'ın önemli bir Piskoposluk merkezi olduğunda Maussollos'un kentinin eski ışıltısından çok az şey kalmıştı. MS 1404'te St. John'un Hıristiyan Şövalyeleri, Bodrum'daki kalelerini inşa etmek için Mozole'nin kalıntılarını kullandılar (günümüzde hala var olan ve bir zamanlar antik dünya harikasının bir parçası olan taşların hala görülebildiği bölge). Kentin kalıntıları, MS 1856-57'de ve tekrar MS 1865'te kapsamlı bir şekilde kazıldı ve devasa surun büyük bir kısmı, spor salonu, eski sütunlar, bir tapınak platformu, kaya mezarları ve Mozolenin bulunduğu yer (şövalyeler tarafından kullanılmayan taşlarla dolu) bugün hala görülebilir.