Halikarnas

Tanım

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Hacer Mete tarafından çevrildi
29 Haziran 2023 tarihinde yayınlandı 29 Haziran 2023
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Malay, Farsça, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Lion from the Mausoleum at Halicarnassus (by Bigdaddy1204, Public Domain)
Halikarnas Mozolesi'nden Aslan
Bigdaddy1204 (Public Domain)

Halikarnas (günümüz Bodrum, Türkiye) Anadolu'nun kıyısında yer alan Karya bölgesindeki antik bir İyonya şehriydi. En çok 'Tarihin Babası" Herodot'un (MÖ 484-425 / 413 civarı) doğum yeri ve Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Halikarnas Mozolesi ile bilinmektedir.

Rivayete göre, aslen sahilin hemen dışındaki Zephyria adasına yerleşen Peloponez Dorları tarafından kurulmuştur. Zamanla Zephyria bir alüvyon birikimi yoluyla anakaraya eklendi ve halk, Halicarnassus (Halikarnassos diye de geçer) olarak Helenleşmiş olan Karyalılar tarafından Alos Karnos olarak bilinen bölgeye doğru yerleşimlerini genişletti. Bu bölge, Dorlardan önce, kendilerine özgü mezarlarının keşfiyle kanıtlandığı gibi, başlangıçta Miken Uygarlığına ev sahipliği yapmıştı.

Şehir, Lygdamis Hanedanlığı (MÖ 520-450 civarı) ile - Pers Ahameniş İmparatorluğu'nun bir satraplığı olarak –Hekatomnid Hanedanlığı (MÖ 395-326 civarı) himayesinde gelişti ve her iki hanedanlık da şehrin tarihinde önemli roller oynadı. Son Lygdamisler döneminde, MÖ 454'te Herodot, Tarih kitabının içeriğini oluşturacak seyahatler için şehrini terk etmek zorunda kaldı ve Hekatomnidler döneminde Karya kraliçesi II. Artemisia tarafından erkek kardeşi-kocası Mausolus için büyük Mozole inşa edildi.

MÖ 334'te Halikarnas Kuşatması'ndan sonra şehri zapt eden Büyük İskender, daha sonra onu vasiyetinde kendisine miras bırakan son Hekatomnid kraliçesi Ada'ya geri verdi. İskender'in ölümünden sonra savaşçı komutanları Halikarnas’ı, Roma tarafından alındığı MÖ 30’da yani VII. Kleopatra’nın ölümüne dek onu kontrol eden Mısır'ın Ptolemaios Hanedanlığının hegemonyasına girene kadar dönüşümlü olarak ele geçirdi.

Efsaneye göre, Poseidon ve Athena şehrin koruyucu tanrıları olarak kurucusu olan deniz tanrısı Poseidon'un oğlu Antaios tarafından bölgeye götürüldüler.

Roma Halikarnas’ı önemli bir ticaret merkezi olmaya devam etti ve erken Hristiyanlık döneminde en önemli piskoposluklardan biri haline geldi. 1404 'de Hristiyan Aziz Yuhanna Şövalyeleri, bir zamanlar antik Zephyria'nın bulunduğu bölgede, Mozole kalıntılarından aldıkları malzemeleri kullanarak Aziz Petrus Kalesi'ni kurdular. Bölge ilk olarak 1856-1857'de ve tekrar 1865'te profesyonel olarak kazıldı, günümüze kadar devam eden birçok çalışma yapıldı. Antik kentin kalıntıları ve Orta Çağ kalesi, sürekli olarak bölgenin en popüler turistik mekânları arasında gösterilir.

Map of Archaic Greece
Arkaik Yunanistan Haritası
Megistias (CC BY-SA)

Erken Tarihi

Miken Uygarlığı (MÖ 1700-1100 civarı), MÖ 15. yüzyılın ikinci yarısında Halikarnas olan bölgede kendiliğinden kurulmuştur. Antik kentin kalıntılarının yakınında 40'dan fazla Mikenlerin kendine özgü tholos (arı kovanı şeklindeki) mezarlarından bulunmuştur. Peloponez'den Atina'ya, Levant'a, Anadolu'ya, Kıbrıs'a ve başka yerlere kadar antik Akdeniz'de Miken ticaret merkezleri kurulduğundan bu şaşırtıcı değildir.

Miken toplumu ve kültürü, Minos deniz ticareti de dahil olmak üzere önceki Minos uygarlığından (MÖ 2000-1450) etkilenmiştir. Minosluların halefleri olarak Mikenler, kurulan ticaret yollarını takip ettiler ve gelecekteki Halikarnas bölgesi de dahil olmak üzere yenilerini eklediler. 1982'de Türkiye açıklarında bulunan MÖ 14. yüzyıldan kalma bir ticaret gemisi olan Uluburun batığı gibi deniz gemileri, bir sonraki pazara geçmeden önce mallarının ticaretini yapmak için Anadolu'daki limana yanaşacaktı.

Erken Arkaik Dönem'in bir noktasında (MÖ 8. yüzyıl- MÖ 480 civarı), Peloponez'deki Argos ve Troezen kentlerinin Dorları Zephyria'ya yerleştiler ve adanın kıyıya eklenmesinden önce veya sonra anakaraya yayıldılar. Efsaneye göre, Poseidon ve Athena şehrin koruyucu tanrıları olarak kurucusu olan deniz tanrısı Poseidon'un oğlu Antaios tarafından bölgeye götürüldüler.

Herodotus of Halicarnassos
Halikarnaslı Herodot
monsieurdl (Public Domain)

Kuruluşundan bir süre sonra (kesin bir tarih bilinmemekle birlikte) Halikarnas, aşağıdakileri de içeren altı Dor kentinden oluşan bir federasyon olan Dor Heksapolisi’nin bir parçası oldu:

  • Kamiros (Rodos'ta)
  • Knidos (Karya'da)
  • Kos (Kos'ta)
  • Halikarnas (Karya'da)
  • Ialyssos (Rodos'ta)
  • Lindos (Rodos'ta)

Bu altı şehir karşılıklı savunma ve ticaret ittifakı kurdu; orada bulunan tapınak Triopion Apollon’u onuruna Triopion yarımadasında (adını, Knidos'un efsanevi kurucusu ve Poseidon'un oğlu Triopas'tan almıştır) düzenlenen bir festivalle bağlarını kutladılar. Festivalde bronz üç ayaklı kazan ödülünü kazananlara katı kurallar içeren oyunlar yer aldı ve Halikarnaslı bir yarışmacı onları çiğnemeye karar verene kadar bu kurallara her zaman uyuldu. Herodot, Dor Heksapolisi’nin nasıl Dor Pentapolisi haline geldiğinin hikâyesini anlatıyor:

Artık Beş Şehir olarak bilinen bölgeden gelen Dorlar (eskiden Altı şehir olarak anılsa da) …Dorlu komşularından hiçbirinin Triopion tapınağına kabul etmemekte kararlı; hatta kendi aralarında kutsal alanın geleneklerini kötüye kullananları da bu yeri kullanmaktan dışladılar. Triopion Apollon için kutsal olan oyunların galiplerine bronz üç ayaklı kazanlar verilmesi ve bu üç ayaklı kazanları alanların onları kutsal alandan çıkarmalarına izin verilmemesi ve onları orada tanrıya adaması uzun zamandır uygulanan bir kural olagelmiştir. Ancak bir keresinde, adı Agasikles olan Halikarnaslı bir adam, zaferden sonra kuralı hiçe sayarak üç ayakı kazanı evine götürüp çiviledi. Bu suç için, beş şehir - Lindos, Ialyssos, Kamiros, Kos ve Knidos - altıncı şehir Halikarnas'ı kutsal alanı kullanmaktan dışladı. Halikarnaslılara beş şehir tarafından verilen ceza buydu. (Kitap I.144/Waterfield, 65)

Bunun Halikarnas'ı genel olarak nasıl etkilediği bilinmiyor, ancak şehrin Dor Heksapolisi'nden dışlanması, Anadolu'daki diğer İyon ve Dor Yunan yerleşimlerinin aksine, büyük olasılıkla Pers Ahameniş İmparatorluğu'na bağlılığını pekiştirdi.

Theatre of Ancient Halicarnassus
Antik Halikarnas Tiyatrosu
Carole Raddato (CC BY-NC-SA)

Lygdamis Hanedanlığı

II. Kiros (aynı zamanda Büyük Kiros olarak da bilinir, MÖ 550-530), Thymbra Muharebesi’nin ardından MÖ 546'da Küçük Asya'daki Lidya Krallığı'nı fethettikten sonra MÖ 545'te Ahameniş İmparatorluğu'nun bir parçası olarak Karya'yı aldı. Pers politikasına uygun olarak, bölgenin kontrolüne bir satrap (vali) getirildi ve MÖ 520 dolaylarında Halikarnas'ta hüküm süren bu satrap, Lygdamis Hanedanlığı’nın kurucusu I. Lygdamis'ti (M.Ö. 520-484). Karya-Yunan kökenli olması dışında saltanatı hakkında çok az şey bilinmektedir ve neredeyse her zaman halefi olan Karya kraliçesi I. Artemisia'nın babası olarak anılmaktadır. I. Artemisia (MÖ 480), Yunanistan'ın MÖ 480'deki işgali sırasında I. Serhas’ın (MÖ 486-465) yönetimindeki Pers kuvvetlerini komuta etmesini Herodot'un övmesiyle ünlenmiştir.

Hekatomnidler, ailenin taht üzerindeki kontrolüne meydan okuyanların olmamasını sağlamak için kardeşleriyle evlendiler.

Herodot'a göre, önce Yunanlılarla bir deniz savaşına girmemesi için I. Serhas’ı yönlendirmesiyle kendini gösterdi ve ardından o tavsiyesini görmezden gelip Salamis Deniz Muharebesi Persler için kötü gidince en yetenekli komutanlardan biri olarak öne çıktı (yine de Herodot'a göre bu aslında Perslerle müttefik olan ve mürettebattan hiçbiri hayatta kalmadığı için Yunan olduğu varsayılan bir gemiyi batırma olayıydı). Yenilgisinden sonra I. Serhas’ın çocuklarına Efes’e kadar eşlik ettiği ve ardından tarihi kayıtlardan kaybolduğu söylenmektedir.

Onun yerine, Halikarnas'ın hükümdarlığı altında zenginleşmiş gibi görünmesi dışında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen oğlu Pisindalis (MÖ 460-454) geçti ve onun yerine de II. Lygdamis (MÖ 454-450) geçti. II. Lygdamis’in otoritesine, Herodot'un bir akrabası (muhtemelen amcası) olan Halikarnaslı şair Panyassis (MÖ 454) de dahil olmak üzere, onu koltuğundan indirmeye çalışan bir yurttaşlar koalisyonu tarafından meydan okundu. Darbe başarısız oldu ve Panyassis idam edildi. Bu olayın halkın görüşünü ailenin aleyhine çevirdiği ve Herodot'un MÖ 454'te şehri terk edip seyahatlerine başlama kararı almasıyla sonuçlandığı düşünülmektedir. Bu seyahatleri ve çeşitli gözlemleri, tarih yazım türünün temelini atan MÖ 430-415 yılları arasında yayınlanan dokuz kitaptan oluşan Tarih eserinde yazdı.

II . Lygdamis MÖ 450'de öldükten sonra Halikarnas, Delos adasına dayanan ve Yunanistan'ı başka bir Pers işgalinden korumak için kurulan Atina önderliğindeki Yunan şehir devletleri federasyonu Delos Birliği'ne katıldı. İkinci Peloponez Savaşı'ndan (MÖ 431-404) sonra Delos Birliği galip gelen Spartalılar tarafından dağıtıldı. MÖ 395'te Halikarnas, Hekatomnid Hanedanlığı'nın kurucusu satrap Hekatomnos (MÖ 395-377) komutasında yeniden Ahameniş Perslerinin kontrolüne girdi.

Hekatomnid Hanedanlığı

Hekatomnos'un yerine Mausolus (MÖ 377-353) ve kız kardeşi-karısı II. Artemisia (MÖ 353-351'de tek hükümdar olarak kocasının yerine geçti) geçti. Hekatomnidler, ailenin taht üzerindeki kontrolüne meydan okuyanların olmamasını sağlamak için kardeşleriyle evlendiler, ancak bu birlikteliklerin sembolik olduğu ve belki de bir denge ve istikrar imajı aktarmayı amaçladıkları düşünülmektedir (ancak bu spekülasyondur).

Mausolus, MÖ 372-362 Büyük Satrap İsyanı sırasında, Pers hükümdarı II. Artaserhas’ın (MÖ 404-358) politikalarından hoşnut olmayan bazı satraplar Mısır'ın desteğiyle hükümdara karşı ayaklandığında Halikarnas satrapıydı. Açıkçası uzman bir diplomat olan Mausolus II. Artaserhas’a sadık kaldı, ancak kendi çıkarları için her iki tarafa da oynadı. Her satraplık krala vergi ödemekle yükümlüydü ve bir noktada Mausolus isyancı satraplara ödeyemediğini, ancak II. Artaserhas tarafından daha sonra ödenmesi gerekenden fazlasını ödeme sözü vererek müsamaha gösterildiğini söyledi. İsyan halinde olsalar bile kralın tüm gazabını üstlerine çekmek istemeyecekleri için onları da aynısını yapmaya teşvik etti. Satraplar onun önerdiği gibi yaptılar ve ödeme zamanı geldiğinde, daha yüksek olan miktar, hiçbir şey ödemeyen Mausolus'un borcunu da karşılamış oldu.

Sözde bir Pers satrapı olmasına rağmen, Mausolus'un politikaları her zaman başkalarının pahasına kendisini ve krallığını zenginleştirme yolunu izledi. Büyük Satrap'ın İsyan'ından sonra buna bir başka örnek de, Halikarnas'ın önde gelen vatandaşlarına II. Artaserhas'ın onlara doğru ilerlediğine dair güvenilir istihbarata sahip olduğunu ve savunma duvarı için acil durum fonlarına ihtiyacı olduğunu söylemesiydi. Fonları alıp özel hesabına yatırdı ve insanlara tanrıların kendisine zamanın duvar yapımı için uygun olmadığını ve muhtemelen II. Artaserhas’ın yön değiştirdiğini bildirdiğini söyledi.

Colossal Statues of Mausolus and Artemisia II
Mausolos ve II. Artemisia'nın Devasa Heykelleri
Carole Raddato (CC BY-SA)

Ancak yeni yollar, rıhtımlar, kamu binaları, bahçeler, tapınaklar, bir kanal ve hatta son olarak o duvarın yapımını da başlatarak şehrine iyi baktığı şüphesizdi. Görünüşe göre sevilen bir hükümdardı ve öldükten sonra (doğal sebeplerden), karısı onun için büyük bir mezar yapılmasını emretti. Mausolus'un adı, antik dünyanın yedi harikasından biri olan ünlü mezarı Halikarnas Mozolesi'nden gelen mozole teriminin kökenidir.

Romalı yazar Yaşlı Plinius (MS 1. yüzyıl), türbeyi 140 fit (45 m) yüksekliğinde, çevresi 440 fit (140 m) olan, 36 sütunla çevrili ve tepesinde dört atlı bir savaş arabasını süren Herkül olarak tasvir edilmiş Mausolus'un bir heykeliyle taçlandırılmış bir piramit bulunan büyük bir yapı olarak tanımlamaktadır. (Naturalis Historia, 36.4). ). II. Artemisia eseri yaptırmış olsa da aslında Mausolus tarafından kabaca tasarlanmıştı ve yapımı Priene'deki Athena Polias Tapınağı üzerindeki çalışmalarıyla da bilinen Prieneli mimar Pytheos (MÖ 4. yüzyıl) tarafından denetlenmişti.

II. Artemisia (modern çağda onu Karya'nın I. Artemisia’sından ayırmak için verilen bir unvan), Mausolus'un ölümünden sonra iki yıl boyunca tek başına hüküm sürdü, Strabon'a göre, "kocası için kederden tükenip öldü" (Geographika, Kitap 14; 17). Ölümünden sonra da kendisine ve eşine saygı nedeniyle türbe üzerindeki çalışmalara devam edildi ve MÖ 350 dolaylarında tamamlandı. Yerine erkek kardeşi İdrieus (MÖ 351-344) ve kız kardeşi-eşi Ada geçti.

İdrieus MÖ 344'te öldükten sonra Ada, ailenin geleneğini reddeden ve Aphneis adında soylu bir kadınla evlenen küçük kardeşi Piksodaros (MÖ 340-335 arası) tarafından tahttan indirildiği MÖ 340'a kadar tek başına hüküm sürdü. Evlilikten MÖ 335'te öldüğünde Pixodarus'un yerine geçecek olan Pers soylusu Orontobates ile evlenen Ada (onu teyzesinden ayırt etmek için II: Ada olarak anılır) adında bir kız çocuğu dünyaya gelmişti. Büyük İskender ve ordusu şehrin dışında göründüğünde Halikarnas'ta Orontobates hüküm sürüyordu.

Mausoleum at Halicarnassus (Artist's Impression)
Halikarnas Mozolesi (Sanatçının Yorumu)
Mohawk Games (Copyright)

Halikarnas Kuşatması

Piksodaros tahtı ele geçirdiğinde Ada, iç kesimdeki büyük kaleli Alinda şehrine kaçtı (veya sürgüne gönderildi). İskender, 334'te Alinda'ya geldi ve Ada tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Strabon, daha sonra olanları şöyle anlatıyor:

Piksodaros'un kovduğu Hekatomnos'un kızı Ada, İskender'e yalvardı ve onu kendisinden alınan krallığı ona geri vermesi için ikna etti ve isyan bölgelerine karşı ona yardım edeceğine söz verdi, çünkü oraları tutanlar onun akrabalarıydı. Ayrıca ona yaşadığı Alinda'yı da verdi. Bunu kabul etti ve kraliçesine bildirdi. Tepeler hariç şehir [Halikarnas] alındığında, onu kuşatma altına aldı. Tepeler de çok geçmeden alındı, kuşatma bir öfke ve nefret meselesi haline geldi. (Geographika, Kitap 14;17)

Orontobates ve Rodoslu general Memnon (MÖ 380-333), İskender'e karşı Halikarnas surlarının kapılarını süngülemişti. Ada'nın yardımıyla İskender, Orontobates'in saltanatına karşı çıkan içerideki gruplarla temas kurmak için şehre elçiler göndermişti ve onlar umulduğu gibi kapıları açacaktı. Bu çaba, İskender'in bekleyen güçlerine karşı surlardaki mancınıklarla desteklenen piyadelerini fırlatan Perslerin yanında savaşan bir Yunan olan Rodoslu Memnon tarafından engellendi.

İskender'in piyadeleri geri püskürtüldü, ancak daha sonra yeniden toplandı, saldırıya geçti ve duvarları aştılar. Günün kaybedildiğini anlayan Orontobates ve Memnon, şehri ateşe verdikten sonra maiyetleriyle ve taşıyabilecekleri her şeyle birlikte Kos'a kaçtılar. Yangın hızla yayıldı ve kontrol altına alınamadığından Halikarnas'ın çoğu yok oldu. İskender, harap olmuş şehri, onu resmen oğlu olarak benimseyen ve krallığını ona vasiyet eden Ada'ya teslim etti. Kuşatma ve yangın, Halikarnas'ın en güzel günlerini sona erdirdi; restore edildikten sonra bile, Mausolus ve II. Artemisia döneminde bildiği yüceliğe ulaşmamış gibi görünüyor.

Atalanta
Atalanta
Carole Raddato (CC BY-NC-SA)

Sonuç

MÖ 323'te İskender'in ölümünden sonra generalleri, Diadokhlar Savaşları olarak bilinen çatışmada imparatorluğunun kontrolü için savaştı. Halikarnas en sonunda generali I. Antigonus'a (MÖ 311'de), ardından Lysimachus'a (MÖ 301'den sonra) ve ardından son Ptolemaios hükümdarı VII. Kleopatra'nın ölümünden sonra Roma yönetimi altına girene kadar Mısır Ptolemaioslarına geçti. Akdeniz'den tekrarlanan korsan saldırıları bölgede daha fazla hasara yol açarken, bir dizi deprem şehrin büyük bir kısmını ve büyük mozoleyi yerle bir etti.

Halikarnas'ın önemli bir piskoposluk olduğu erken Hristiyanlık dönemine gelindiğinde, Mausolos şehrinden çok az şey kalmıştı. 1404'te Aziz Yuhanna'nın Hristiyan Şövalyeleri, mozolenin kalıntılarını Bodrum'daki kalelerini inşa etmek için kullandılar (ki burası hâlâ varlığını sürdürmektedir ve burada bir zamanlar antik dünyanın bir harikasının parçası olan taşlar hâlâ görülebilmektedir). Belirtildiği gibi, kentin kalıntıları 19. yüzyılda yoğun bir şekilde kazılmıştır ve günümüzde çalışmalar devam etmektedir. Büyük duvarın çoğu, gymnasium, geç bir sütun dizisi, bir tapınak platformu, kaya mezarları ve (şövalyeler tarafından kullanılmayan taşlarla dolu) mozole alanı bugün hâlâ görülebilmektedir ve her yıl dünyanın dört bir yanından gelen binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Sorular & Cevaplar

Antik Halikarnas neredeydi?

Antik Halikarnas, Türkiye'de bulunan günümüz Bodrum'udur.

Halikarnas'ın kurucusu kimdir?

Halikarnas haline gelen bölgede aslen Mikenler yaşıyordu, ancak daha sonra Arkaik Dönemde (MÖ 8. yüzyıl-MÖ 480) Dor Yunanlıları tarafından iskân edildi.

Halikarnas nesiyle ünlüdür?

Antik Halikarnas en çok "Tarihin Babası" Herodot'un doğum yeri ve Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi'nin bulunduğu yer olarak bilinir.

Halikarnas'ta ne oldu?

Halikarnas, müdafilerinin şehri ateşe vermesinden sonra MÖ 334'te Büyük İskender'e düştü. Restore edilmesine ve önemli bir ticaret merkezi ve daha sonra önemli bir Hristiyan piskoposluğu olarak devam etmesine rağmen, MÖ 334 kuşatmasının izlerinden asla kurtulamadı.

Çevirmen Hakkında

Hacer Mete
Literature is my special area of interest, I am a publication editor and proofreader. I am a graduate of Istanbul University Latin Language Literature and Anadolu University Sociology. I publish my own stories, articles and poems, as well as translations from Latin and English. I have an unending enthusiasm for research, reading and learning.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Yazar Biyografisi Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörü'dür. Daha önce Marist College (NY) üniversitesinde tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri vermiştir. Yunanistan ve Almanya'da yaşamış ve geniş çapta seyahat etmiştir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2023, Haziran 29). Halikarnas [Halicarnassus]. (H. Mete, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-348/halikarnas/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Halikarnas." tarafından çevrildi Hacer Mete. World History Encyclopedia. Son güncelleme Haziran 29, 2023. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-348/halikarnas/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Halikarnas." tarafından çevrildi Hacer Mete. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 29 Haz 2023. İnternet. 02 Ara 2024.