Parthenon

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Şüheda Bulut tarafından çevrildi
tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Arapça, Fransızca, İspanyolca
Makaleyi Yazdır PDF
Parthenon, East Facade (by Mark Cartwright, CC BY-NC-SA)
Parthenon, Doğu Cephesi
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Atina Akropolü’nde yer alan ve Parthenon olarak bilinen muhteşem tapınak, MÖ 447 ile 432 yılları arasında Perikles Çağı’nda inşa edilmiştir ve şehrin koruyucu tanrıçası Athena Parthenos’a adanmıştır. Tapınak, heykeltıraş Pheidias tarafından yapılan tanrıçanın devasa yeni heykelini barındırmak ve Atina’nın, Darius ve Xerxes’in işgalci Pers ordularını yenmiş olan Yunan güçleri koalisyonunun lideri olarak başarısını dünyaya ilan etmek amacıyla inşa edilmiştir. Zamanın, patlamaların, yağmanın ve beyaz mermerine zarar veren kirliliğin tahribatına rağmen, Parthenon bin yılın üzerinde kullanılmış ve günümüzde modern Atina’nın üzerinde hâlâ dimdik durarak antik çağ boyunca şehrin yaşadığı görkem ve ünün muhteşem bir kanıtı olmuştur.

MÖ 480’de Pers saldırısı sonrası Akropol’ün zarar görmüş yapılarını yenilemek ve MÖ 490’da başlamış ancak yarım kalmış tapınak projesini yeniden başlatmak amacıyla yeni bir tapınak inşa etme girişimi, Atinalı devlet adamı Perikles tarafından başlatılmış ve Pers istilası tehdidine karşı birleşen Yunan şehir devletlerinin siyasi ittifakı olan Delos Birliği’nin savaş hazinesindeki fazlalıktan finanse edilmiştir. Zamanla bu konfederasyon Atina İmparatorluğu’na dönüşmüş ve bu nedenle Perikles, Atina’yı yüceltmek için büyük bir yapı projesine girişirken Birlik fonlarını kullanmaktan çekinmemiştir.

Akropolis’in kendisi yaklaşık 300 × 150 metre ölçülerindedir ve en yüksek noktası 70 metreye ulaşır. Tapınak, akropolün en yüksek kısmında yer alacak şekilde tasarlanmış olup, mimarlar İktinos ve Kallikrates tarafından planlanmış ve heykeltıraş Phidias (Pheidias) tarafından denetlenmiştir. Yapımında yakınlardaki Pentelik Dağı’ndan çıkarılan Pentelik mermeri bloklar kullanılmıştır; bu tapınakta şimdiye kadar bir Yunan tapınağında kullanılan en fazla mermer miktarı (22.000 ton) olmuştur. Pentelik mermeri, saf beyaz görünümü ve ince dokusuyla tanınır. Ayrıca içinde demir izleri bulunur; zamanla bu demir oksitlenerek mermerin yumuşak bir bal rengini almasını sağlar; bu özellik özellikle gün doğumu ve gün batımında belirginleşir.

Parthenon ismi, Athena’nın birçok unvanından biri olan Athena Parthenos’tan gelir; Parthenos kelimesi “Bakire” anlamındadır. Parthenon, tapınağın içinde kült heykelinin bulunduğu odaya 5. yüzyılda verilen “Parthenos’un evi” anlamındadır. Tapınağın kendisi ise mega neos ya da “büyük tapınak” olarak bilinir ya da alternatif olarak iç hücrenin uzunluğuna (100 antik ayak) atfen Hekatompedos neos adıyla anılır. 4. yüzyıldan itibaren ise bütün bina Parthenon adıyla anılmaya başlanmıştır.

Parthenon Tasarımı ve Ölçüleri

Daha önce hİçbİr Yunan tapınağı bu kadar zengİn bİr şekİlde heykellerle süslenmemİştİ.

Parthenon, en büyük Dor düzeninde yapılmış Yunan tapınağı olacaktı; ancak yenilikçi bir şekilde, Dorik ve daha yeni olan İyonik mimari stillerini harmanlamıştır. Tapınağın ölçüleri 30,88 metreye 69,5 metreydi ve çeşitli yönlerden 4:9 oranı kullanılarak inşa edilmiştir. Dor sütunlarının çapı ile sütunlar arasındaki boşluk, binanın yüksekliği ile genişliği, iç cella’nın (ana odanın) genişliği ile uzunluğu arasındaki oranların hepsi 4:9’dur. Bu ölçekteki büyük yapılar, tam olarak düz yapıldığında uzaktan bakıldığında eğri görünme sorununu gidermek için diğer karmaşık mimari düzeltmeler de uygulanmıştır. Gerçek düz çizgilerin illüzyonunu yaratmak için, Dor sütunları çok hafifçe içe doğru eğilmiştir; bu özellik yapıya aynı zamanda bir kaldırma etkisi vererek binanın yapıldığı malzemeden daha hafif görünmesini sağlar. Ayrıca tapınağın zemini (stylobate) tam olarak düz değildir, ortasında hafifçe yükselir. Sütunların ise entasis adı verilen, yani ortasında hafifçe kalınlaşan bir yapısı vardır ve dört köşe sütunu diğerlerinden fark edilmeyecek kadar biraz daha kalındır. Bu ince ayarların birleşimi, tapınağın tamamen düz, simetrik ve uyumlu görünmesini sağlar ve yapıya belirli bir canlılık kazandırır.

Tapınağın dış sütunları Dor düzenindeydi; önden ve arkadan sekizer, yandan ise 17 sütun görülürdü. Bu, Dor tapınaklarının normalde sahip olduğu 6x13 düzeninden farklıydı ve sütunlar ayrıca olağanüstü ince ve birbirine daha yakındı. İçeride, iç cellanın ön ve arka kısmında altışar sütun bulunuyordu. Tapınağa, bronz, fildişi ve altın süslemelerle bezeli büyük ahşap kapılardan girilirdi. Cella iki ayrı odadan oluşuyordu. Daha küçük oda (ya da opisthodomos), çatıyı desteklemek için dört İyonik sütun içerir ve şehrin hazinesi olarak kullanılırdı. Daha büyük oda ise kült heykeline ev sahipliği yapar ve üç tarafı Dorik sütun dizisi ile çevrilmişti. Çatı sedir ağacından kirişler ve mermer kiremitlerle inşa edilmişti; köşelerde ve ortadaki zirvelerde akroteria (palmiye motifleri veya figürler) ile süslenirdi. Çatı köşelerinde ayrıca suyun tahliyesi için aslan başlı oluklar bulunurdu.

Parthenon Dekoratif Heykelleri

Tapınak, dekorasyonunda kullanılan mimari heykellerin hem miktarı hem de kalitesi bakımından eşi benzeri görülmemişti. Daha önce hiçbir Yunan tapınağı bu kadar zengin bir şekilde süslenmemişti. Parthenon’da 92 adet yüksek kabartma metop bulunuyordu (her biri ortalama 1,2 m x 1,25 m boyutlarında ve 25 cm derinliğinde kabartma), yapının dört bir yanını çevreleyen bir friz şeridi ve her iki alınlıkta da anıtsal heykeller yer alıyordu.

Heykellerin konuları, Atina'nın yaşadığı ve hâlâ karşı karşıya olduğu çalkantılı zamanları yansıtıyordu. MÖ 490'da Maraton, MÖ 480'de Salamis ve MÖ 479'da Plataea’da Persleri yenmek, Parthenon’u Yunan kültürünün 'barbar' yabancı güçler karşısındaki üstünlüğünün bir simgesi haline getirmiştir. Düzen ile kaos arasındaki bu çatışma, özellikle tapınağın dışını çevreleyen metoplarda betimlenmiştir; uzun cephelerin her birinde 32, kısa cephelerde ise 14 metop bulunmaktadır. Bu metoplarda Olimpos tanrılarının devlerle savaşı (Doğu metopları — en önemlisi, çünkü ana tapınak girişi bu cephedeydi), muhtemelen Theseus da dahil olmak üzere Yunanlıların Amazonlarla mücadelesi (Batı metopları), Truva'nın düşüşü (Kuzey metopları) ve Yunanlıların Centaur’larla, muhtemelen Lapithler kralı Perithous’un düğününde, savaşları (Güney metopları) tasvir edilmiştir.

Dionysos from the Parthenon.
Parthenon'dan Dionysos
James Lloyd (CC BY-NC-SA)

Friz, yapının dört cephesini çevreliyordu (bu, İyonik bir özelliktir). Anlatı, güneybatı köşesinden başlayarak iki cephe boyunca devam eder ve diğer uçta tekrar birleşir. Toplamda 160 metre uzunluğunda heykellerden oluşan frizde 380 insan figürü ve 220 hayvan, özellikle atlar yer almaktadır. Bu tür bir süsleme genellikle bir hazine binası için yaygındı ve Parthenon’un hem dini tapınak hem de hazine işlevini yansıttığı düşünülebilir. Friz, önceki tapınaklardan farklı olarak tüm cephelerinde tek bir konuyu işler; bu konu, her dört yılda bir Atina’da düzenlenen Panathenaia geçit törenidir. Bu tören sırasında, Erechtheion’da bulunan Athena’nın eski ahşap kült heykeline özel olarak dokunmuş yeni bir peplos (giysi) sunulurdu. Konu seçimi benzersizdir; çünkü genellikle Yunan mitolojisinden sahneler binaları süslemek için tercih edilirdi. Geçit töreninde soylular, müzisyenler, atlılar, araba sürücüleri ve merkezde Athena ile birlikte Olimpos tanrıları tasvir edilmiştir. Cella ile dış sütunlar arasındaki dar alandan ve dik açıdan frizi izlemeyi kolaylaştırmak için arka plan maviye boyanmış ve kabartmaların üst kısmı her zaman daha derin olacak şekilde varyasyonlar yapılmıştır. Ayrıca tüm heykeller parlak renklere boyanmış, çoğunlukla mavi, kırmızı ve altın kullanılmıştır. Silahlar ve atların dizginleri gibi detaylar bronzdan yapılmış ve gözler için renkli camlar kullanılmıştır.

En önemlİ heykel, tapınağın dışında değİl İçİndeydİ.

Tapınağın alınlıkları 28,55 metre uzunluğunda ve ortasında en fazla 3,45 metre yüksekliğindeydi. Alınlıklar, tamamı üç boyutlu işlenmiş yaklaşık 50 figürle doluydu ki bu, benzeri görülmemiş bir heykel yoğunluğuydu. Günümüze sadece on bir figür ulaşmış ve çoğunun durumu o kadar kötü ki, birçoğunu kesin olarak tanımlamak zordur. Ancak, 2. yüzyıl Roma yazarı Pausanias’ın tasvirleri sayesinde genel konuların tespiti mümkündür. Doğu alınlığı bütünüyle Athena’nın doğumunu betimlerken, batı alınlığı Athena ile Poseidon’un büyük şehrin koruyucu tanrısı olma mücadelesini anlatır. Alınlıkların üçgen şeklindeki köşelerinde yer alan alanın daralması, heykeltıraşlar için önemli bir zorluktur. Parthenon ise bu soruna benzersiz bir çözüm getirmiştir: Figürleri hayali bir denize karıştırmak (örneğin Okeanus figürü) ya da heykelin alınlığın alt kenarının üzerine taşmasını sağlamak (örneğin at başı) gibi.

Athena Heykeli

Parthenon’un en önemli heykeli, dışarda değil içerideydi. Tapınağın, Pheidias tarafından yapılmış olan Athena’nın chryselephantine (altın ve fildişi) heykelini barındıracak şekilde ölçülere göre inşa edildiğine dair kanıtlar vardır. Bu heykel, 12 metreden uzun devasa bir yapıt olup, ten kısmı oymalı fildişinden, geri kalan her şey ise yaklaşık 1140 kilo (44 talent) altından yapılmış ve ahşap bir iskeletin etrafına sarılmıştı. Altın parçalar, mali sıkıntı anlarında kolayca çıkarılabilirdi. Heykel, 4,09 x 8,04 metre ölçülerinde bir kaidenin üzerinde duruyordu. Heykel kaybolmuştur (5. yüzyılda Konstantinopolis’e götürülmüş olabilir), ancak daha küçük Roma kopyaları günümüze ulaşmıştır. Bu kopyalar, Athena’nın görkemli bir şekilde, tam zırhlı, Medusa başlı bir aegis taktığını, sağ elinde Nike heykelciği tuttuğunu ve sol elinde Amazonlar ve Devler savaşlarını tasvir eden bir kalkan taşıdığını gösterir. Kalkanın arkasında büyük kıvrılmış bir yılan bulunur. Miğferinde bir sfinks ve iki griffon yer alır. Heykelin önünde büyük, sığ bir su haznesi vardı; bu, sadece fildişinin korunması için gerekli nemi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kapıdan gelen ışığı yansıtırdı. Altın ve fildişinden yapılmış bu heykel, kesinlikle hayranlık uyandırıcı olmalıydı ve hem sanatsal hem de maddi zenginliği, bu tür bir armağanı koruyabilen şehrin servetini ve gücünü açıkça göstermiştir.

Athena Parthenos Reconstruction
Athena Parthenos Rekonstrüksiyonu
Mary Harrsch (Photographed at the Nashville Parthenon, Tennessee) (CC BY-NC-SA)

Parthenon, Atina’nın dini merkezi olarak bin yılı aşkın bir süre boyunca huzur içinde görevini sürdürdü. Ancak, 5. yüzyılda pagan tapınağı erken Hristiyanlar tarafından bir kiliseye dönüştürüldü. Doğu ucuna bir apsis eklendi ve bu nedenle doğu frizinin bir kısmı kaldırıldı. Yapının diğer taraflarındaki birçok metop kasıtlı olarak zarar gördü ve doğu alınlığının merkezi kısmındaki figürler çıkarıldı. Duvarlara pencereler açıldı, bu da frizin daha fazla kısmının yok olmasına neden oldu; ayrıca batı ucuna bir çan kulesi eklendi.

Parthenon’un Sonraki Tarihi

Yeni formunda bina, yaklaşık bir bin yıl daha ayakta kaldı. Ardından 1458 yılında, bölgeyi işgal eden Osmanlılar yapıyı camiye dönüştürdüler ve güneybatı köşesine bir minare eklediler. 1674 yılında, muhtemelen Jacques Carey adlı bir sanatçı, yapının birçok heykelinin çizimlerini yaptı; bu, başına gelecek felaket göz önüne alındığında son derece şanslı bir hareketti.

1687 yılında General Francesco Morosini komutasındaki Venedik ordusu, Türk güçlerinin işgal ettiği Akropolis’i kuşattı; Türkler Parthenon’u cephane deposu olarak kullanıyordu. 26 Eylül’de Venedik topçusunun doğrudan isabetiyle cephane deposu ateş aldı ve büyük bir patlama Parthenon’u paramparça etti. İç duvarların tamamı doğu cephesi hariç havaya uçtu; kuzey ve güney cephelerindeki sütunlar yıkıldı ve metopların yarısı da beraberinde yıkıldı. Yetmezmiş gibi, Morosini, batı alınlığındaki merkezi figürleri yağmalama girişiminde bulunurken daha fazla zarar verdi ve kaldırma düzeni çöktüğünde batı alınlığındaki at heykellerini parçaladı. Harabeden, Türkler bir alan temizleyip daha küçük bir cami inşa etti; ancak düşen kalıntıları toplamak ya da eserleri rastgele yağmacılardan korumak için hiçbir girişimde bulunulmadı. 18. yüzyılda sık sık yabancı turistler, ünlü harabeden hatıra olarak parçalar alıyorlardı.

19. yüzyıldaki bu ihmal ortamında, Thomas Bruce, 7. Elgin Kontu, kayıtsız kalan Osmanlı yetkililerine büyük bir meblağ ödeyerek Akropolis'ten çok sayıda heykel, yazıt ve mimari parçayı alma hakkını kazandı. 1816 yılında İngiliz Hükümeti bu koleksiyonu, günümüzde Elgin Mermerleri olarak bilinen eserleri satın aldı ve koleksiyon şu anda Londra’daki British Museum’da bulunmaktadır. Elgin, 14 metopu (çoğunlukla güney cephesinden), en iyi korunmuş çok sayıda friz levhasını (gerisinin dökümleriyle birlikte) ve alınlıklardan bazı figürleri (özellikle Athena, Poseidon ve Hermes’in gövde bölümleri, iyi korunmuş bir Dionysos ve bir at başı) götürdü. Sitede kalan diğer heykel parçaları ise hava koşullarına maruz kalmanın yanı sıra özellikle 20. yüzyılın sonlarında kronik hava kirliliğinin yıkıcı etkilerine maruz kaldı. Hatta kalan friz levhalarının 1993 yılına kadar dışarıdaki harabeden alınarak daha güvenli bir yere taşınması sağlanabildi. Ancak en önemli parçalar - Elgin Mermerleri hariç - şimdi 2011’de açılan ve modern sergi alanına sahip, Akropolis Müzesi’nde korunmaktadır. Müze, harabenin hemen 300 metre uzağında, Atina silüetini hala görkemle domine eden tapınağın tam görüş açısında yer almaktadır. Perikles’in, ‘...şimdi ve gelecek çağların hayranlığı olacağız’ derken boş bir iddiada bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Sorular & Cevaplar

Parthenon nedir ve neden önemlidir?

Parthenon, Atina’da bulunan antik bir Yunan tapınağıdır. Tapınak, tanrıça Athena’ya adanmıştır ve içinde Athena heykeli yer almıştır. Parthenon, en büyük ve en iyi korunmuş Yunan tapınaklarından biri olduğu için önemlidir ve birçok önemli heykel ve süslemeye ev sahipliği yapmaktadır.

Akropolis ve Parthenon aynı şey midir?

Parthenon, Atina Akropolisi üzerinde yer alan antik Yunan tapınağıdır. Günümüzde insanlar Akropolis’ten bahsettiklerinde genellikle tepeyi ve üzerinde bulunan Parthenon, Erechtheion, Nike Tapınağı ve Propylaia gibi birkaç yapıyı birlikte kastediyorlar.

Parthenon neden yıkıldı?

Atina Parthenonu, 5. yüzyılda Hristiyan kilisesine çevrildi ve 1458 yılında camiye dönüştürüldü. 1687 yılında, Osmanlı ve Venedik orduları arasındaki çatışmada yapının bir kısmı tahrip oldu. Parthenon, 20. yüzyılda uzun bir restorasyon sürecine başladı.

Bibliografya

Dünya Tarihi Ansiklopedisi bir Amazon İştirakidir ve uygun kitap satın alımlarından komisyon kazanır.

Çevirmen Hakkında

Şüheda Bulut
Merhaba! Tarihe meraklı, çeviri üzerine eğitim alan ve sürekli gelişime inanan biriyim. Yeniliklere açık yapım sayesinde farklı alanlarda kendimi geliştirmeyi ve uluslararası düzeyde deneyim kazanmayı hedefliyorum.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı bir yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve bütün medeniyetlerin paylaştıkları düşünceleri keşfetmek yer alır. Siyaset Felsefesi alanında Yüksek Lisanas derecesini almış ve WHE Yayıncılık Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2012, Ekim 28). Parthenon [Parthenon]. (Ş. Bulut, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-343/parthenon/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Parthenon." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ekim 28, 2012. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-343/parthenon/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Parthenon." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 28 Eki 2012, https://www.worldhistory.org/parthenon/. İnternet. 18 Tem 2025.