James Madison

Tanım

Harrison W. Mark
tarafından yazıldı, Batuhan Aksu tarafından çevrildi
tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Portekizce, Rusça
Makaleyi Yazdır PDF
James Madison (by John Vanderlyn, Public Domain)
James Madison
John Vanderlyn (Public Domain)

James Madison (1751-1836), 1809'dan 1817'ye kadar ABD'nin dördüncü başkanı olarak vazife yapan bir devlet adamı, diplomat ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Kurucu Babaları'ndan biriydi. Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın hazırlanmasında ve Haklar Beyannamesi'nin yürürlüğe konulmasında mühim bir rol oynadı; başkanlığı büyük ölçüde İngiltere'ye karşı 1812 Savaşı ile karakterize edildi.

Erken Hayat

James Madison, 16 Mart 1751'de İngiliz kolonisi Virginia'daki büyükannesinin Belle Grove çiftliğinde doğdu. James Madison Sr. ve eşi Eleanor'ın on iki çocuğundan en büyüğüydü ve bunlardan sadece yedisi yetişkinliğe kadar hayatta kalabildi. Büyük Madison, Virginia'nın Piedmont bölgesindeki en büyük toprak sahiplerinden biriydi ve daha sonra Montpelier olarak anılacak olan ve yaklaşık 100 köle tarafından işletilen 5.000 dönümlük bir tütün çiftliğine sahipti. 11 ila 16 yaşlarında genç Madison, üniversite eğitimine hazırlık için hususi ders aldı. Ciddi ve entelektüel açıdan meraklı bir çocuk olan Madison, çalışmaya düşkünlük geliştirdi ve bilhassa matematik, coğrafya ve dillere alaka duydu ve Latince'de ustalaştı.

1769'da Madison, New Jersey Koleji'ne (modern Princeton Üniversitesi) kaydoldu ve New Jersey havasının sağlığı için daha iyi olduğu düşünüldüğü için daha mahalli olan William ve Mary Koleji yerine burayı seçti. Yoğun bir çalışma programına girdi -genelde geceleri beş saatten az uyuyordu- ve lisans derecesini yalnızca iki yılda tamamladı ve 1771'de mezun oldu; bu akademik gayret yüzünden ciddi şekilde hastalandı ve mezuniyet merasimine katılamadı. Princeton'da bir yıl daha kaldı ve kolej başkanı John Witherspoon'un (ve Amerikan İstiklal Beyannamesi'nin gelecekteki imzacılarından birinin) yanında İbranice ve siyasi felsefe okudu. 1772'de Montpelier'e döndü ve babası tarafından küçük kardeşlerine ders verme vazifesi verildi.

Devrim

MADİSON, NİSAN 1776'DA VİRGİNİA'NIN ANAYASASI'NIN TESİS EDİLMESİNDEN MESUL OLAN BEŞİNCİ VİRGİNİA KONGRESİ'NE DELEGE OLARAK SEÇİLDİ.

Madison çalışmalarını tamamlarken, Büyük Britanya ile On Üç Koloni arasındaki gerginlikler kötüleşiyordu; Parlamento'nun kolonileri rızaları olmadan vergilendirme girişimleri anayasaya aykırı kabul ediliyordu ve boykotlara, maruzatlara ve hatta isyanlara yol açıyordu. Madison hadiselerin inkişafını büyük bir ilgiyle izliyordu, bir arkadaşına yazdığı mektupta Boston Çay Partisi'ni övüyor ve bu tür nümayişlerin "hürriyet ve mülkiyeti müdafaa etme sanatında eğitim vermek" için elzem olduğunu söylüyordu (Feldman, 10). Aralık 1774'te, İngiliz mallarına boykotları tatbik etmek ve Patriot milislerini savaşa hazırlamakla vazifeli devrimci bir organ olan mahalli Emniyet Komitesi'nde bir koltuk aldı. Nisan 1775'te Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın patlak vermesinden sonra Madison, babasının ikinci kumandanı olarak görev yapan Orange County milislerinde kısa bir zaman albay olarak vazifelendirildi. Mamafih, vücudunun "cesaret kırıcı zayıflığı" yüzünden askeri hayata uygun değildi, sık sık askeri tatbikatları yapmasına mani olan şiddetli migrenler yaşıyordu (Feldman, 21). Kısa zaman sonra milislerden istifa etti, hiçbir eylem görmemişti.

Hala devrime hizmet etmeye kararlı olan Madison, Nisan 1776'da Virginia anayasasının tesis edilmesiyle vazifelendirilen Beşinci Virginia Kongresi'ne delege olarak seçildi. Kongrede ilk siyasi katkısını yaptı ve diğer delegeleri Virginia Haklar Beyannamesi'nin "bütün insanların [din]i tam ve hür bir şekilde tatbik etme hakkına eşit derecede sahip olduğunu" belirten bir maddesini kabul etmeye ikna etti (Feldman, 26). Haklar Beyannamesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin istiklalini ilan etmesinden bir aydan kısa bir zaman önce 12 Haziran 1776'da tasdiklendi. Ertesi yıl, Madison, seçmenlere içki içirerek geleneği sürdürmeyi reddettikten sonra Virginia Temsilciler Meclisi'ne seçilmeyi kaybetti; o bu o pratiğin oy satın almakla eşdeğer olduğunu düşünüyordu. Lakin, Vali Konseyi'ndeki bir boşluğu doldurmak üzere seçildi ve bu vazifesi sırasında Thomas Jefferson'la tanıştı; Jefferson 1779'da vali seçildi. İki adam birbirleriyle yakın bir şekilde çalıştı ve sonunda iyi arkadaş oldu; tarihçi Noah Feldman, şahsiyetlerinin birbirini tamamladığını zira "Jefferson'ın Madison'a ilham verdiğini ve Madison'ın Jefferson'ı idare ettiğini" yazmaktadır (31).

Portrait of James Madison, 1783
James Madison'ın Portresi, 1783
Charles Willson Peale (Public Domain)

Mart 1780'de Madison, Konfederasyon Maddeleri uyarınca milli hükümetin eksikliklerine ilk elden şahitlik ettiği Kıta Kongresi'ne delege olarak gönderildi. Eyaletlerin hakimiyetink korumak için Kongre kasten zayıf kalmıştı ve diğer şeylerin yanı sıra kendi vergilerini toplayamadı veya daimi bir ordu bulunduramadı. Madison kısa zamanda yeni cumhuriyetin bu kadar zayıf bir merkezi hükümetle ayakta kalamayacağını fark etti ve onu güçlendirmeye yöneldi. New York'lu genç bir kongre azası olan Alexander Hamilton ile beraber Kongre'nin ithalatlara gümrük vergileri koyarak kendi fonlarını toplayabilmesi için Maddeleri değiştirmeyi teklif ettii; bu teklif George Washington'ın desteğini almış olsa da yeterli sayıda eyaletçe tasdik edilemedi. Hayal kırıklığına uğrayan Madison, 1783'te Devrim Savaşı'nın sona ermesinin ardından Kongre'den ayrıldı ve eyalet meclisinde siyasi profilini oluşturmaya devam ettiği Virginia'ya döndü. Buradaki en önemli muvaffakiyeti, 1786'da Anglikan Kilisesi'nin eyaletteki maneviyat üzerindeki hakimiyetini sorgulayan ve dini müsamahayı teşvik eden Virginia Din Hürriyeti Yasası'nı geçirmeyi başarmasıydı.

Anayasa'nın Babası

MADİSon, alçakgönüllülükle reddetTİĞİ Bİr Unvan olan 'Anayasanın Babası' olarak tanındı.

Virginia'ya döndüğünde, Madison merkez hükümetin zayıflığı hususunda endişelenmekten vazgeçemedi ve mevzuyu kendisi araştırmaya karar verdi. Fransa'da büyükelçi olarak vazife yapan Jefferson'dan kendisine milletlerarası hukuk, siyasi felsefe ve çağdaş ve antik cumhuriyetlerin tarihlerine dair kitaplar almasını istedi; hiçbir millet Amerika Birleşik Devletleri'nin içinde bulunduğu mevkide olmasa da, Madison bu örnekleri kendi siyasi teorisini oluşturmak için kullanabildi. Aylarca süren çalışmalardan sonra, Virginia Planı olarak bilinen şeyin taslağını hazırladı; bu taslak, her bir kolun diğerlerinin salahiyetleri üzerinde denetleme ve denge tatbik edeceği, üç kola (yürütme, yasama ve yargı) bölünmüş güçlü bir merkez hükümeti öngörüyordu. Bu, fonksiyonsuz Konfederasyon Maddelerini revize etmek - hatta tamamen değiştirmek - için Philadelphia'da toplanan 1787 Anayasa Konvansiyonu için tam zamanında yapıldı. Konvansiyona giden günlerde Madison, planı lehine birleşik bir cephe oluşturmak üzere Virginia'lı delegeler Edmund Randolph ve George Mason ile bir araya geldi.

Randolph, Kongre açıldıktan kısa bir zaman sonra Virginia Planı'nı sunarak haftalarca süren münakaşalara yol açtı. Bazı mutabakatlara boyun eğmek mecburiyetinde kalmalarına rağmen, Madison ve müttefikleri, nihayetinde Kongre'de taslağı hazırlanan ve 17 Eylül 1787'de imzalanan Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın temelini oluşturan planlarını ustaca müdafaa etti. Anayasa daha sonra tasdik için eyaletlere gönderildi ve onu destekleyenler (Federalistler olarak adlandırılır) ile karşı çıkanlar (Anti-Federalistler olarak adlandırılır) arasında sert münakaşalara yol açtı. Alexander Hamilton ve John Jay ile birlikte çalışan Madison, toplu olarak Federalist Yazılar olarak bilinen ve ABD tarihindeki en mühim siyasi yazılardan bazıları olarak kabul edilen, tasdik lehine 85 makaleden oluşan bir dizi yazının kaleme alınmasına yardımcı oldu. Madison, 1788'de Virginia'nın tasdik kongresinde önemli bir rol oynadı ve burada devrinin önde gelen Anti-Federalistlerinden ve en büyük hatiplerinden biri olan Patrick Henry ile karşı karşıya geldi. Madison dar bir farkla kazandı ve Virginia Anayasa'yı 89-79'luk bir farkla tasdikledi.

Scene at the Signing of the Constitution of the United States
Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın İmzalanma Sahnesi
Howard Chandler Christy (Public Domain)

Anayasa kısa zamanda gerekli dokuz eyalet tarafından tasdiklendi ve 4 Mart 1789'da yürürlüğe girdi ve milli kahraman George Washington ilk reis olarak seçildi. Madison Birinci Kongre'ye seçildi ve Temsilciler Meclisi'nde önde gelen bir ses olarak hızla tanındı. Yaratılmasına yardımcı olduğu yeni hükümetin ince buz üzerinde durduğunun farkındaydı; çoğu eyalet tasdik için sadece dar bir oylama yapmıştı ve birçok Anti-Federalist, Anayasa'nın muayyen hürriyetleri korumadığından endişe ederek, daha çok hoşlarına giden bir çerçeve taslağı hazırlamak için ikinci bir anayasa konvansiyonu talep etti. Buna mani olmak için Madison, Amerikan vatandaşlarına konuşma, toplanma ve din hürriyetleri, silah taşıma hakkı ve jürili yargılama hakkı gibi muayyen hürriyetleri garantileyen on anayasa değişikliğini destekledi. Haklar Beyannamesi olarak adlandırılan bu on değişiklik, 15 Aralık 1791'de tasdiklendiğinde Anti-Federalist muhalefeti susturdu. Anayasa'ya ve Haklar Beyannamesi'ne yaptığı katkılardan dolayı Madison, 'Anayasanın Babası' olarak tanındı; ama o bunun müşterek bir gayret olduğunu iddia ederek bu unvanı alçakgönüllülükle reddetti.

Parti Lideri ve Evlilik

Bu sıralarda Madison, hazine bakanı olarak tayin edilen eski müttefiki Hamilton ile anlaşmazlığa düştü. Hamilton'ın milli borcu finanse etme ve milli bir banka kurma planları, ziraatçi Güney'in pahasına kuzey eyaletlerinin mali çıkarları için elverişli olarak görülüyordu; kendisini her zaman her şeyden önce bir Virginialı olarak gören Madison, Hamilton gündemine karşı eski akıl hocası Jefferson'ın yanında yer aldı. Zaman geçtikçe bu kutuplaşma derinleşti ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk iki siyasi partinin kurulmasına yol açtı: Hamilton, güçlü bir merkezi hükümet ve İngiliz yanlısı politikaları destekleyen Federalist Parti'nin lideri olarak tanındı; Jefferson ve Madison ise umumiyetle daha fazla eyalet hakimiyeti ile Fransız Devrimi'nin ideallerini destekleyen Demokratik-Cumhuriyetçi Parti'ye liderlik etti.

Dolley Madison
Dolley Madison
Gilbert Stuart (Public Domain)

1794'te, 43 yaşında bekar bir adam olan Madison, 26 yaşında güzel bir dul olan Dolley Payne Todd ile tanıştırıldı. Çift aşık oldu ve ilk tanışmalarından dört ay sonra, 15 Eylül 1794'te evlendiler. Dolley Madison, kocasının siyasi kariyeri için vazgeçilmez olacaktı; James'in genelde beceriksiz olduğu yerde cazip ve sosyaldi, ev sahibi rolünü zekice oynadı, arkadaşlarıyla bağları güçlendirdi ve ünlü akşam yemeklerinde düşmanları kazandı. Bunu Beyaz Saray'a taşıyacak ve burada First Lady rolünü tanımlamaya yardımcı olacaktı.

Dışişleri Bakanı

Madison, Washington İdaresi'nin sonunda Kongre'den ayrıldı ve Dolley ile birlikte Montpelier'e çekildi. Madison, Başkan John Adams'ın Federalist idaresine karşı konuşmaya devam etmesine rağmen, sonraki dört yıl boyunca orada kaldılar. Daha sonra, Jefferson'ın 1800 ABD başkanlık seçimlerindeki zaferinin ardından, Madison'dan dışişleri bakanı olarak vazife yapması istendi. O da kabul etti ve Madisonlar, Mayıs 1801'de yeni inşa edilen milli başkent Washington, D.C.'ye geldiler. Dışişleri bakanı olarak Madison, Jefferson'ın kabinesindeki en müessir figürlerden biriydi ve arkadaşının gündemini ilerletmek için gayretle çalıştı. Jefferson'ın talimatları istikametinde, vazifeden ayrılmadan önce Adams tarafından atanan 'gece yarısı hakimlerine' komisyon vermeyi reddetti ve bu da hukuki inceleme prensibini kuran çığır açıcı yüksek mahkeme davası Marbury v. Madison'a yol açtı. Madison ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri'nin boyutunu büyük ölçüde genişleten 1803 Louisiana Satın Alımı'nın nezaretine yardımcı oldu.

Map of the Louisiana Purchase
Louisiana Satın Alımı'nın Haritası
Simeon Netchev (CC BY-NC-ND)

Madison, Jefferson'un ikinci döneminde, ABD ile İngiltere arasındaki münasebetlerin kötüleştiği bir dönemde dışişleri bakanı olarak vazifesine devam etti. Her iki ülke de diğerini, Bağımsızlık Savaşı'nı sona erdiren 1783 Paris Antlaşması'nın şartlarına uymamakla suçladı. Ayrıca, devam eden Napolyon Savaşları bahanesiyle, İngilizler Fransız limanlarında ticaret yaptığından şüphelenilen ve Amerikan denizcilerini zorla Kraliyet Donanması'nda hizmete sokmaya çalışan ABD ticaret gemilerini ele geçirmeye başlamıştı. Bunun en korkunç örneği, 22 Haziran 1807'de bir İngiliz gemisinin bir Amerikan savaş gemisine ateş açarak Amerikan denizcilerini öldürüp yaraladığı Chesapeake-Leopard Vakası'ydı. Bu, hem ABD'nin şerefi hem de hakimiyetine bir hakaret olarak görüldü ve birçok Amerikalı harekete geçilmesini talep etti. Madison, ekonomik baskının İngiltere'yi ABD nakliyesine yönelik taarruzlarını sonlandırmaya zorlamak için kafi geleceğini umuyordu ve Jefferson ile birlikte, yabancı limanlara yapılan bütün ihracatı durduran 1807 Ambargo Yasası'nı geçirmek için çalıştı. Ancak ambargo halk tarafından beğenilmedi ve tesirsiz kaldı ve Jefferson'un başkanlığının sonunda kaldırıldı.

Başkan

Madison, Jefferson'un yaygın şekilde tabii halefi olarak görülüyordu ve 1808 ABD başkanlık seçimlerinde, başkanlığı teminat altına almak için Federalist rakibi Charles Cotesworth Pinckney'i yendi. 4 Mart 1809'da, Dolley tarafından düzenlenen görklü bir balo ile takip edilen dördüncü ABD başkanı olarak vazifeye başladı. En tesirli Demokrat-Cumhuriyetçilerden biri olan Albert Gallatin'i hazine sekreteri olarak tayin etti ve Robert Smith'i dışişleri bakanı olarak seçti; Smith kifayetsiz kaldığında, Madison 1811'e kadar bütün diplomatik işleri kendisi halletmeye mecbur kaldı ve nihayet Smith'in yerine James Monroe'yu getirdi. Bu tecrübeden sonra, Madison nadiren kabine toplantıları tertipledi ve genelde Gallatin'e tek başına danıştı.

Madison'ın ilk döneminde Britanya ile gerginlikler tırmanmaya devam etti. Kongre'de, Henry Clay ve John C. Calhoun liderliğinde, İngilizlere karşı 'ikinci bir istiklal savaşı' çağrısı yapan genç, ateşli temsilcilerden oluşan bir klik ortaya çıktı. 1812'de tekrar seçildikten sonra Madison bu 'Savaş Şahinleri'ne boyun eğdi ve Haziran ayında Kongre'den savaş ilanı istedi ve bu ilan kabul edildi. Ardından gelen 1812 Savaşı, alaycı bir şekilde 'Bay Madison'ın Savaşı' olarak adlandıran Federalistlerce yaygın bir şekilde kınandı, ancak hızlı ve kolay bir zafer öngören Demokrat-Cumhuriyetçilerce desteklendi. Vaziyet böyle olmayacaktı; ABD Ordusu bir çatışmaya karşı yeterince hazırlıklı değildi ve Kanada'daki İngiliz kolonisini işgal etme teşebbüslerinde ilk birkaç teşebbüste feci şekilde başarısız oldu. Yeni kurulan ABD Donanması daha başarılı olduğunu ispatladı ve Kraliyet Donanması'nı utandıran açık denizlerde birkaç tek gemilik zafer kazandı.

1814'te, Napolyon Savaşları Avrupa'da sona ermeye başladığında, İngiltere Amerikalılarla savaşmak için daha fazla askeri kaynak ayırabildi. 24 Ağustos'ta büyük bir İngiliz kuvveti Chesapeake Körfezi'ne çıktı ve Bladensburg Muharebesi'nde bir Amerikan kuvvetini yendi; İngilizler saldırdığında birlikleri teftiş eden Madison, yakalanmaktan kıl payı kurtuldu. İngilizler, Washington D.C.'yi ele geçirerek, Kongre Binası ve Beyaz Saray gibi önemli binalarının çoğunu yaktı. Dolley Madison zamanında tahliye olmayı başardı ve bu süreçte George Washington'ın Gilbert Stuart portresini kurtardı. 24 Aralık 1814'te, Amerikalı ve İngiliz diplomatlar, savaşı sona erdiren ve savaş öncesi sınırları geri getiren Gent Antlaşması'nı imzaladı. Bu bir mağlubiyet olarak yorumlanabilse de, Amerikan şerefi, barış haberi ABD topraklarına ulaşmadan önce Andrew Jackson'ın New Orleans Muharebesi'ndeki (8 Ocak 1815) dramatik zaferiyle tatmin edildi.

Burning of Washington, D.C.
Washington D.C'nin Yanması
Paul M. Rapin de Thoyras (Public Domain)

Jackson'ın New Orleans'taki son dakika zaferi sayesinde, Madison idaresi zaferi ilan edebildi ve bu da Demokratik-Cumhuriyetçi Parti'nin popülaritesinde bir artışa yol açtı. Federalistler savaşa karşı çıktıktan sonra asla popülerliklerini geri kazanamadı ve kısa zamanda önemsizleşti; çöküşleri, Washington idaresinden beri ABD siyasetini etkileyen partizan çekişmesine son verdi ve sözde 'İyi Duygular Çağı'nı başlattı. Madison'ın vazifedeki son ayları Washington'un yeniden inşasına nezaret etmek ve 1816'da seçimi kazanan James Monroe'nun namzetliğini desteklemekle geçti. Madison Mart 1817'de vazifeden ayrıldığında, John Adams'ın Jefferson'a yazdığı ve Madison'ın "üç selefi Washington, Adams ve Jefferson'ın toplamından daha fazla şan ve birlik kurduğunu" iddia eden bir mektuptan da anlaşılacağı gibi inanılmaz derecede popülerdi (Feldman, 616).

Emeklilik ve Vefat

1817'de 65 yaşındaki Madison, emekliliğine başladığı Montpelier'e geri döndü. Kamu işlerine dair yorum yapmaktan büyük ölçüde kaçındı, Missouri Mutabakatı veya 1824'teki dörtlü başkanlık yarışı hakkında yorum yapmayı reddetti. Jefferson ile birlikte Virginia Üniversitesi'nin kurulmasına yardımcı oldu ve ilk rektörü olarak vazife yaptı ve ayrıca azat edilmiş kölelerin Afrika'daki Liberya kolonisine taşınmasına yardımcı olmak için çalıştı; kölelikten bir müessese olarak nefret ettiğini ve kaldırılmasını istediğini iddia etmesine rağmen, Madison hayatı boyunca köle sahibi olarak kaldı ve kölelerini vasiyetinde Dolley'e bıraktı. Serveti, kısmen kötü hasatlar ve kısmen de üvey oğlu John Payne Todd'un kumar borçları yüzünden son yıllarında azaldı; 1830'larda Madisonlar, Todd'u borçlular hapishanesinden kurtarmak için Montpelier plantasyonunun yarısını ipotek etmek zorunda kaldı. Dolley'nin öldükten sonra mali olarak güvende olduğundan emin olmak için Madison son yıllarını notlarını ve belgelerini neşretmek üzere düzenleyerek geçirdi. Madison, 28 Haziran 1836'da 85 yaşında Montpelier'de kalp yetmezliğinden öldü ve geride Birleşik Devletler'in en önemli kurucularından biri olma gibi bir miras bıraktı.

Sorular & Cevaplar

James Madison kimdi?

James Madison, 1809'dan 1812'ye kadar Amerika Birleşik Devletleri'nin dördüncü başkanı olarak vazife yapan kurucu babalardan biriydi.

James Madison'ın başkanlığında neler oldu?

James Madison'ın başkanlığı esasen Birleşik Krallık'a karşı 1812 Savaşı ile alakalıydı.

Niçin James Madison Anayasa'nın Babası olarak kabul edilir?

James Madison, Virginia Planı, Federalist Belgeler üzerindeki çalışmaları ve Haklar Beyannamesi'ne sponsorluğu gibi anayasayı hayata geçirme gayretleri sebebiyle 'Anayasanın Babası' olarak anılırdı.

James Madison nerede yaşadı?

James Madison, Virginia'daki Montpelier'de 5.000 dönümlük bir plantasyonda yaşadı.

Çevirmen Hakkında

Batuhan Aksu
Batuhan, Georgetown Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktora öğrencisidir. GÜ'ne katılmadan önce Boğaziçi Üniversitesi'nden (MA-BA) ve Manchester Üniversitesi'nden (ER+) dereceler almıştır. İlgileri arasında seyahat çalışmaları ve entelektüel tarih yer alıyor.

Yazar Hakkında

Harrison W. Mark
Harrison Mark, Tarih ve Siyaset Bilimi eğitimini aldığı SUNY Oswego Üniversitesi'nden mezun olmuştur.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, H. W. (2025, Ocak 08). James Madison [James Madison]. (B. Aksu, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-23124/james-madison/

Chicago Formatı

Mark, Harrison W.. "James Madison." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ocak 08, 2025. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-23124/james-madison/.

MLA Formatı

Mark, Harrison W.. "James Madison." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 08 Oca 2025, https://www.worldhistory.org/James_Madison/. İnternet. 30 Tem 2025.

Reklamları Kaldır