Olimpia'daki Zeus Heykeli

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Şüheda Bulut tarafından çevrildi
tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Portekizce, İspanyolca
Makaleyi Yazdır PDF
Statue of Zeus, Olympia (by Quatremère de Quincy, Public Domain)
Zeus Heykeli, Olimpia
Quatremère de Quincy (Public Domain)

Yunanistan’daki Olympia kentinde yer alan anıtsal Zeus Heykeli, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biriydi. MÖ 430’lu yıllarda, ünlü Yunan heykeltıraş Phidias’ın gözetiminde yapılan bu devasa fildişi ve altın heykel, Parthenon’daki Athena heykelinden bile büyüktü. Akdeniz’in dört bir yanından gelen hacılar tarafından tapınılan heykel, sayısız taklide ilham verdi ve heykellerde, sikkelerde, seramiklerde ve değerli taşlarda Zeus’un standart betimlemesini belirledi. Daha sonraki Roma döneminde, Konstantinopolis’e taşınmasının ardından kaybolan bu başyapıt, antik dünyayı 1.000 yıl boyunca büyülemiş ve antik Olimpiyat Oyunları’na katılan herkes için mutlaka görülmesi gereken bir eser olmuştur.

Phidias, Usta Heykeltıraş

Ünlü heykeltıraş ve mimar Phidias (veya Pheidias; MÖ yaklaşık 465–425 yılları arasında etkin), Atina’da Parthenon’un (MÖ 447–432) inşasını ve kentin koruyucu tanrıçası Athena’nın devasa heykelini zaten denetlemişti. Aynı ustaya, bu kez Zeus’un benzer şekilde anıtsal bir heykelini yapması için yeniden görev verildi. Yeni heykelin yapılacağı yer, Yunanistan’ın batısındaki Peloponez bölgesinde yer alan Olympia idi. Burada, henüz tamamlanmış büyük bir tapınak heykeli bekliyordu. Olympia, her dört yılda bir düzenlenen Pan-Helenik Olimpiyat Oyunları’nın (MÖ 776 – MS 393) yapıldığı kutsal alandı. O dönemde şehir devleti Elis tarafından kontrol edilen Olympia, Akdeniz’in dört bir yanından binlerce yolcuyu, hacıyı ve spor meraklısını kendine çekiyordu. Yeni kült heykeli ve onu barındıracak tapınak, Olympia’nın prestijini artırmak için mükemmel bir katkı olacaktı; özellikle de Delphi, Nemea ve Korint yakınlarındaki Isthmia gibi diğer kentlerde hâlâ rakip oyunların düzenlendiği bir dönemde. Ayrıca, Olimpos tanrılarının babası ve Antik Yunan dininin en yüce tanrısı Zeus adına yapılacak bu görkemli adak, sadece Elisliler için değil, tüm Antik Yunan için de hem manevi hem de maddi anlamda olumlu sonuçlar doğuracaktı.

Phidias, yüzlerce zanaatkarı ve birkaç yıl süren bir çalışmayı gerektiren zor bir proje için mükemmel bir seçimdi. Usta heykeltıraş Olympia’ya taşındı ve 20. yüzyılda yapılan kazılarda atölyesi ortaya çıkarıldı. Atölyede, üzerinde Yunanca “Pheidio eimi” yani “Phidias’a aitim” yazan basit bir kırmızı figürlü Attika kadehi veya şarap sürahisi (oinochoe) bulundu. Atölyede ayrıca fildişi aletler, altın işlemek için küçük bir çekçek ve büyük bir kadın heykelinin parçaları için kalıplar da vardı.

Tapınak

MÖ 5. yüzyılda, Olympİa kutsal alanı refahının zİrvesİne ulaştı ve büyük bİr Dor düzenİnde, 6 x 13 sütunlu bir tapınak İnşaatına başlandı.

MÖ 5. yüzyılda, Olympia kutsal alanı refahının zirvesine ulaştı ve yaklaşık MÖ 460 civarında devasa bir Dor düzeninde, 6 x 13 sütunlu bir tapınağın yapımına başlandı. Yaklaşık MÖ 457’de tamamlanan bu tapınak, Elisli Libon tarafından tasarlandı ve o dönemde Yunanistan’daki en büyük tapınaktı. Yüksekliği 20 metreyi (65,5 ft) aşan yapı, yan uzunlukları 64,12 x 27,68 metre (210 x 91 ft) olup, sütunlarının yüksekliği 10,53 metre (34,5 ft) ve taban çapı 2,25 metre (7 ft) idi. Tapınağın alınlıklarında muhteşem heykeller yer alıyordu: doğu tarafında Pelops ile Oinomaos arasındaki efsanevi araba yarışı; batı alınlığında ise, merkezi figürü görkemli Apollo olan centaurların (Centauromachy) savaş sahnesi bulunuyordu. Tapınağın metoplarında ise Herkül’ün görevleri betimlenmişti. Bu dekoratif figürlerden pek çoğu günümüze ulaşmış olup, Olympia arkeolojik alanındaki müzede sergilenmektedir.

West Pediment, Temple of Zeus, Olympia
Batı Alınlığı, Zeus Tapınağı, Olympia
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Heykel

Antik Yunan dininde, tapınak adıyla anılan naos (‘ikamet yeri’) terimi, tanrının konutu olarak kabul edilirdi. Bu nedenle, tapınağın içindeki tanrı heykeli, tapınağın kendisinden çok daha önemliydi. Heykel genellikle binanın tam ortasına yerleştirilirdi; böylece kapılar açıldığında, tanrının onuruna yapılan kurbanlar ve törenler tam da heykelin önünde gerçekleşirdi. Tapınağa ibadet edenlerin tanrının gerçekten heykelin içinde yaşadığına inanıp inanmadığı tartışmalı olsa da, dualar ve ritüel hareketler doğrudan heykele yöneltilirdi. İlginç bir şekilde, Yunan dilinde heykel için kullanılan yaygın isimlerden biri “zōon” yani “canlı varlık”tı; çünkü heykeltıraş, cansız bronz ya da mermerde canlı bir varlığı yakalamaya çalışıyordu. Kesinlikle, Phidias’ın vizyonu, o kadar büyük ve altınla parıldayan bir heykeldi ki, izleyici için hayranlık uyandıran bir tezahür (epifani) olacaktı ve insanlık ile tanrısal olan arasındaki bağı mümkün olan en yakın şekilde sağlayacaktı.

Phİdİas’ın vİzyonu, o kadar büyük ve altınla parıldayan bİr heykeldİ kİ, bu, hayranlık uyandıran bİr epİfanİ olmaktan başka bİr şey olmayacaktı.

Güçlü Zeus heykeli 12 metreden (40 fit) fazla yüksekliğe sahipti ve tanrıyı bir tahtta otururken temsil ediyordu. Bu heykel, Atina’daki Phidias’ın Athena Parthenos heykelinden bile daha büyüktü. Zeus heykeli, Athena gibi, chryselephantine yani ahşap bir iskelet üzerine altın ve fildişinin birleşiminden oluşuyordu; tanrının derisi (yüz, gövde, kollar ve bacaklar) fildişinden yapılmışken, sakalı, giysileri ve asası parlak altınla, dövülmüş yapraklar halinde kaplanmıştı. İnce detaylar ise gümüş, bakır, cam (tanrının giysilerindeki süslü zambaklar için), abanoz, mine, boya ve mücevher gibi çok çeşitli malzemeler kullanılarak işlenmişti. Phidias’ın atölyesinde bulunan benzer bir heykel için yapılmış kil kalıplar, heykelin önce burada parça parça yapıldığını gösteriyor — atölyenin büyüklüğü tapınağın iç cellasının tam boyutlarıyla aynı — ve ardından son yerine monte edildiği anlaşılıyor. Ahşap iskelet tamamen oyulmamıştı, çünkü kalıplar dıştaki altın parçaların şekillendirilmesi için gerekliydi.

Statue of Zeus at Olympia
Zeus Heykeli, Olimpia
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Heykelin en eksiksiz tasviri, antik kaynaklar arasında MS 2. yüzyıl Yunan coğrafyacısı ve gezgini Pausanias’ın Yunanistan’ın Tanımı adlı eserinde bulunmaktadır:

Tanrı bir tahtta oturmakta ve altın ile fildişinden yapılmıştır. Başında zeytin dallarının bir kopyası olan bir çelenk vardır. Sağ elinde Zafer Tanrıçası (Nike) bulunur; o da tıpkı heykel gibi fildişi ve altından yapılmıştır; Nike, bir kurdele takar ve başında bir çelenk bulunur. Tanrının sol elinde ise her türlü metal ile süslenmiş bir asa vardır ve asanın üzerinde bir kartal oturmaktadır. Tanrının sandaletleri de altındandır, tıpkı giysisinin olduğu gibi. Giysisinde hayvan figürleri ve zambak çiçekleri işlenmiştir. Taht altın ve mücevherlerle süslenmiştir; abanoz ve fildişi kullanılmadan geçmeyelim. Taht üzerinde resimler ve işlenmiş figürler bulunmaktadır. (Kitap 5, Bölüm 11)

Zeus’un tahtı, fildişi, abanoz ve altından yapılmış, cam ve değerli taşlarla süslenmişti. Tahtın kabartma süslemeleri, Yunan mitolojisinden çok sayıda figürü betimliyordu; bunların birçoğu Zeus’un çocukları olarak kabul edilirdi. Bu figürler arasında Zarifler (Charites), Mevsimler (Horae), çeşitli Zafer Tanrıçaları (Nike), sfinksler, Amazonlar ve Niobe’nin çocukları bulunuyordu. Tahtın ayakları arasındaki paneller, Phidias’ın kardeşi Panaenus (Panainos) tarafından boyanmıştı ve Herkül’ün Görevleri, Penthesilea ile Akhilleus, Sterope ile Hippodamia, Salamis ve Yunanistan sahnelerini tasvir ediyordu. Tanrı ayaklarını, Theseus’un Amazonlarla savaştığı bir savaş sahnesiyle süslenmiş bir tabure üzerine koymuştu (Amazonomachy).

Zeus’un figürü, tahtı ve taburesi, siyah Eleusis mermerinden yapılmış ve yan uzunlukları 9,93 x 6,25 metre (32,5 x 20,5 fit) olan bir kaide üzerine yerleştirilmişti. Kaide, Afrodit’in Doğumu sahneleriyle süslenmişti. Son olarak, kaidenin üzerinde Phidias’ın “Atinalı Charmides oğlu Phidias beni yaptı” yazılı imzası bulunmaktaydı.

Hermitage Replica of the Statue of Zeus at Olympia
Hermitage Müzesi’ndeki Olympia Zeus Heykeli Replikası
Andrew Bossi (CC BY-NC-SA)

Heykel, (Athena Parthenos heykelindeki gibi su yerine) seyreltilmiş veya saf zeytinyağı dolu sığ bir havuzun önünde duruyordu. Bu, ortamın nemli kalmasına yardımcı oluyor ve fildişi parçaların çatlamasını engelliyordu. Heykelin havuzdaki yansıması ise, ona başka bir dünyaya aitmiş gibi bir hava katan ekstra bir etkiydi. Tamamlanan heykel yaklaşık MÖ 430 civarında adanmıştır.

Yedi Harika

Antik dünyanın bazı anıtları, güzellikleri, sanatsal ve mimari iddiaları ile büyüklükleriyle, uzak diyarlardan gelen ziyaretçileri öylesine etkiledi ki, ünleri antik gezginler ve hacılar için mutlaka görülmesi gereken (themata) yerler haline geldi. Herodot, Kireneli Kallimakhos, Sidonlu Antipater ve Bizanslı Philo gibi antik yazarlar, antik dünyanın en harika yerlerinin kısa listelerini oluşturduğunda, yedi anıt orijinal “yapılacaklar listesi” (bucket list) oldu. Büyük Zeus heykeli, MÖ 2. yüzyıldan itibaren kabul edilen Yedi Harika listesine girdi, ancak o zamana kadar zaten geniş çapta biliniyor, heykellerde taklit ediliyor ve MÖ 4. yüzyıldan itibaren vazoların üzerindeki resimlerde, oyma değerli taşlarda ve özellikle Büyük İskender’in (MÖ 336-323) gümüş tetradrahmleri ve Elis sikkelerinin arka yüzünde temsil ediliyordu. Roma İmparatoru Hadrianus (MS 117-138) de 2. yüzyılda kendi sikkelerinde aynı görüntüyü kullanmaya devam etti. Günümüze ulaşan bu temsil figürlerin yanı sıra, heykelin tahtından Niobe’nin çocuklarının mermer kopyaları da bulunmaktadır.

Öyleyse, Zeus heykeli bilinen dünyanın dört bir yanından insanları kendine çekiyordu. Bireyler ve şehir devletleri, Zeus’a para, zarif heykeller (bunlar arasında muhteşem Paionios’un Nike’si, yaklaşık MÖ 424 ve Praxiteles’in Hermes’i, MÖ 4. yüzyıl sonları), bronz üç ayaklılar, kalkanlar, miğferler ve silahlar gibi sunular getirdi. Bu durum, Olympia’nın Yunan sanat ve kültürünün yaşayan bir müzesi haline gelmesini sağladı. Birçok şehir ayrıca sunularını barındırmak ve şehirlerinin prestijini artırmak amacıyla küçük ama etkileyici hazineler (hazinedarlar) inşa etti.

Hristiyanlığı destekleyen Roma İmparatoru I. Theodosius (MS 379-395), tüm kült uygulamalarının, Olimpiyat Oyunları dahil, durdurulmasını emretti ve 393 yılında, bin yılı aşkın sürede 293 kez düzenlenen oyunların sonuncusu yapıldı. Bu tarihten sonra kutsal alan ve tapınak bakımsızlığa uğradı; yaklaşık MS 426 yılında, Theodosius II (MS 402-450) tarafından pagan tapınaklarına karşı verilen bir fermanla kutsal alan tahrip edildi ve ardından 522 ve 551 yıllarında meydana gelen depremlerle tamamen yok oldu. Kalıntılar, zamanla yatağını değiştiren Alfeios Nehri tarafından getirilen alüvyonlarla örtüldü.

Heykel, tapınakla aynı kaderi paylaşmadı çünkü ikisi ayrılmak üzereydi ve bir daha asla bir araya getirilemedi. Heykel birkaç kez restore edildi, fildişindeki çatlaklar onarıldı ve belki de tahtın altına destekleyici sütunlar eklendi. Roma İmparatoru Caligula (MS 37-41) cesurca heykeli kaldırıp Roma’ya getirmeye çalıştı, ancak Roma yazarı Suetonius’a (yaklaşık MS 69 - 140) göre, devasa Zeus gizemli bir kahkaha sesi çıkarınca ve işçilerin iskeleleri çöktüğü için proje iptal edildi. Sonrasında ise altın parçaları Roma İmparatoru I. Konstantin (MS 306-337) tarafından çalındı. Son olarak, Zeus heykeli MS 395’te Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan Konstantinopolis’e taşındı; burada heykel ve içinde durduğu tapınak ya da saray, 5. ya da muhtemelen 6. yüzyılda meydana gelen bir deprem veya tsunami sırasında yok oldu. Tarihçiler Zonaras ve Kedron’un eserlerinde kayıtlı alternatif bir teoriye göre ise heykel MS 475’te çıkan bir yangında yok oldu. Kesin kaybının nedeni ne olursa olsun, antik yazarların hayatta kalan tasvirleri ile diğer antik sanat eserleri ve sikkelerdeki büyüleyici görüntüleri, antik dünyanın yedi harikasından biri olan ve gerçekten saygı gören tek eserden geriye kalan tek şeydir.

Çevirmen Hakkında

Şüheda Bulut
Merhaba! Tarihe meraklı, çeviri üzerine eğitim alan ve sürekli gelişime inanan biriyim. Yeniliklere açık yapım sayesinde farklı alanlarda kendimi geliştirmeyi ve uluslararası düzeyde deneyim kazanmayı hedefliyorum.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı bir yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve bütün medeniyetlerin paylaştıkları düşünceleri keşfetmek yer alır. Siyaset Felsefesi alanında Yüksek Lisanas derecesini almış ve WHE Yayıncılık Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2018, Temmuz 24). Olimpia'daki Zeus Heykeli [Statue of Zeus at Olympia]. (Ş. Bulut, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-17187/olimpiadaki-zeus-heykeli/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Olimpia'daki Zeus Heykeli." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. Son güncelleme Temmuz 24, 2018. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-17187/olimpiadaki-zeus-heykeli/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Olimpia'daki Zeus Heykeli." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 24 Tem 2018, https://www.worldhistory.org/Statue_of_Zeus_at_Olympia/. İnternet. 10 Tem 2025.