Caligula (Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus) milattan sonra 37 ile 41 yılları arasında Roma imparatoruydu. Roma İmparatorluğunun büyük imparatorları arasında Augustus ve Marcus Aurelius yer almaktadır. Madalyonun öteki yüzünde ise tarihçi Suetonius’un (Tahmini 69 – 130/140 MS) canavar diye adlandırdığı İmparator Caligula var. Suetonius’un kendi kitabı olan On İki Sezar adlı kitapta ekleyerek;
‘’Caligulanın karakterinde anlayışsızlığının yada ahlak yozlaşmasının aşikar olduğunu söylemek zordu. Genç yaşlarında, şüphesiz eğitimin eksikliğinden dolayı yükselen, zihninin doğuştan gelen ahlaksızlığını keşfetmiş gibi görünüyordu.’’ Dedi.
Kısa ve sorunlu saltanatı boyunca kendini Roma ordusu ve Senatosundan soyutladı ,rakiplerini ve kendini eleştirenleri idam ettirdi ve kendi atını konsül olarak atayarak kötü bir imaj yarattı. İmparator MS 41 de kendi korumaları ‘Praetorian Muhafızları’ tarafından katledildi.
Gençlik Yılları
MS 12'de Gaius Julius Sezar olarak doğan Caligula, Germanicus'un (Alman seferinin kahramanı) ve İmparator Augustus'un torunu Agrippina'nın (annesi kızı Julia'ydı) oğluydu. ‘Caligula’ ismi aslında çocukken babasıyla seferdeyken giydiği minyatür üniformadan türeyen ‘’küçük çizmeler ’’ anlamına gelen takma addır. Erken büyüdüğü çocukluk döneminde orduda maskot olarak hizmet vermiştir. Ailesini ölümünden kısa süre sonra, Caligula Roma İmparatoru Tiberius (14-37 MS yönetti) tarafından büyütüldüğü, bazı tarihçilere göre hapis olarak tutulduğu Capri adasına taşındı. Germanicus'un ölümü şüpheli olsa da, Tiberius'un Caligula'nın annesi ve kardeşlerinin ölümüne vesile olduğu düşünülüyor.
Caligula ve kız kardeşlerinin acil bir tehdit olmadığı düşünüldüğünden yaşamalarına izin verildi. Adadayken Caligula Tiberius tarafından yapılan vahşete ve gaddarlığa tanık oldu. Capri’de etrafı yolsuzluk ve aşırılıkla çevrelenmişti. Suetonius şöyle anlatır :
‘’O günlerde bile Caligula doğuştan gelen gaddarlığını kontrol edemiyordu. İşkenceleri ve idamları izlemeyi seviyordu ve peruk ve kaftan giyip kılık değiştirerek kendini her gece ziyafete ve utanılacak bir hayata terk edip böyle bir yaşam tercihi yapmıştı.
İmparator Caligula
Tiberius'un MS 17 Mart 37'de ölümü üzerine Caligula, Tiberius'un oğlu Gemellus ile Roma İmparatorluğu'nun müşterek imparatoru oldu. Ancak Caligula Gemellus’un ölümüyle kısa süre sonra tek hükümdarı haline geldi. (Caligula'nın müşterek imparatorunun ölümünde parmağı olduğundan şüpheleniliyor). Tiberius hiçbir zaman popüler bir imparator olmadığı için, Roma vatandaşları genç imparatoru memnuniyetle karşıladılar, ve Caligula kısa sürede bu hayranlığı kazandı. Tiberius'un başlattığı ihanet davalarına son verdi, sürgüne gönderilenleri geri çağırdı,ve ve Praetorian Muhafızlarına gecikmiş ikramiyelerini verdi. Eski imparator tarafından başlatılan bina projelerini tamamlattı, çürüyen tapınakları yeniden inşa ettirdi, Bolonya’da deniz feneri inşa ettirdi, yeni su kemerleri inşasına başladı ve Pompeii’de yeni bir Amfitiyatro bile inşa ettirdi. İnsanları eğlendirmek için çok sayıda gladyatör oyunları ve atlı araba yarışı vardı.
Ancak iktidara geldikten altı ay sonra her şey değişti: Ölmeye yaklaştıktan sonra (tarihçiler ölüm sebebi olarak, epilepsi veya muhtemel bir hastalık, ikiye bölünmüştür.) Caligula farklı bir kişiliğe bürünmeye başladı. Daha paranoyaktı ve bazılarının Capri'de gördüğü Caligula yeniden ortaya çıkmıştı. Hükümdarlığının başlarında vergileri azalttıktan sonra, kendi fazlalıklarını ödemek için onları tekrar artırdı. İlk karısı da dahil olmak üzere şüpheli düşmanlara karşı bir dizi tasfiye başlattı. Tiberius'un ihanet davalarını geri getirdi. İnsanların mallarına el koyabilsin diye onları mahkum etti. Suetonius, onun daha sadistleştiğini ve "işkence gören mahkumların acılarına ve eziyetlerine tanık olmaya çok gösterdiğini" ekliyor. Tarihçi Cassius Dio, Caligula'nın katıldığı bir dizi gladyatör oyununa atıfta bulunarak şunları söyledi:
Asıl önemli olan, ölenlerin çok sayıda olması değil, yeterince önemli olmasına rağmen, ölümlerinden duyduğu aşırı zevk ve kan görme konusundaki bu doyumsuz arzusuydu.
Aşırı davranışları sınır tanımıyor, bazı tarihçilerin sapkın ve çılgın olarak nitelendirdiği bir hayat yaşıyordu. Sevgili atı Incitatus'a mücevherlerle kaplı tasmalar taktı ve hatta ona konsül unvanını verecek kadar ileri gitti. Baiae'de Körfez boyunca iki buçuk millik bir duba köprüsü inşa ettirdi. Ve onu eleştirenlere cevabı ‘’Benden korktukları sürece benden nefret etsinler’’ oldu.
Moritanya'yı topraklarına katmasına rağmen Almanya’ya sırf askeri zafer duygusunu tatmak için birçok anlamsız sefer düzenledi. Kuzey seferlerinden biri sırasında, sözde Britanya işgali için askerlerine deniz kabuğu toplamalarını emretti. Tarihçi Dio şöyle anlatır; ‘’Sonra o yüce makamına oturdu ve askerlere savaş emri verdi ve borazancılara onları harekete geçirmek için emir verip aniden kabukları toplamalarını emretti.’’ Caligula daha sonra kabukları Roma’ya ganimetlerini sergilediği yere getirdi.
Ayrıca Yahuda krallığındaki Yunanlılarla anlaşmazlık içinde olan Yahudi nüfusla devamlı bir savaş yürüttü. Yahudiler ona yaşayan bir tanrı olarak hak ettiğine inandığı saygıyı göstermediğinde, Caligula Kudüs Tapınağı'na bir kendisinin heykelini diktirmekle tehdit etti ama neyse ki daha fazla isyanı önlemek için bu planından vaz geçmeye ikna oldu. Caligula’nın çağdaşı olan Tarihçi Philo (bazen Yahudi Philo veya İskenderiyeli Philo olarak adlandırılır) Caligula için şöyle demiştir :
Yahudilere, kendisine karşı olan istekleri besleyen tek kişilermiş gibi en özel şüpheyle baktı ve tek bir Tanrı olduğuna, onların Babaları ve dünyanın Yaratıcısı olan tanrıdan başka tanrı olmadığına inanırdı.
Ölümü ve Mirası
Neticede , imparator olarak geçirdiği sadece dört yılın ardından, MS 41 Ocak'ta Caligula, hakaretlerinin sürekli hedefi olan Cassius Chaerea liderliğindeki Praetorian Muhafız üyeleri tarafından öldürüldü. Karısı Caesonia ve kızı da öldürüldü ve Caligula'nın anısına hakaret eklemek için yıllarca alay ettiği adam halefi seçildi. Kendi hayatından korkarak bir perdenin arkasında saklanmış halde bulunan ve hayatta kalan tek yetişkin erkek olan Claudius (MS 41-54 yönetti) da Roma İmparatorluğu'nun yeni imparatoru seçildi.
Bazı günümüz tarihçilerinin İmparator Caligula'ya farklı bir bakış açısıyla baktığını belirtmek gerekir. Gördüğümüz üzere , en ünlüsü Suetonius’un olan antik kaynakların çoğu onu ahlaksız, bencil bir hükümdar olarak gördü. Ne yazık ki, bu önyargı, günümüz yazarlarına kadar ulaştı ve bu nedenle, onunla ilgili bu eski görüş hala devam etmektedir. Bu ön yargının nedeni basittir. Caligula hakkında yazılan yazıların pek çoğu, iktidarı kaybeden Caligulayı daha çok olumsuz yönleriyle değerlendiren sonraki imparatorlar tarafından görevlendirildi. Onun hakkında yazılanların çoğu kısmen doğru olsa da, Caligula'nın daha yeni bir tasviri, kişiliğindeki dramatik değişikliğin nedenlerini sorgulatabilir ve kısa saltanatının daha olumlu yönlerine - başarılarına - odaklanabilir.