Minotor

Tanım

Brittany Garcia
tarafından yazıldı, Şüheda Bulut tarafından çevrildi
tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Portekizce, İspanyolca
Makaleyi Yazdır PDF
Minotaur (by Mark Cartwright, CC BY-NC-SA)
Minotor
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Yunan mitolojisinde Minotor, bir insanın bedenine ve bir boğanın başı ile kuyruğuna sahip bir canavardı. Minotor, Girit Kraliçesi Pasiphae ile görkemli bir boğanın birleşmesinden doğmuştu. Minotor’un korkunç görünümü nedeniyle, Kral Minos, zanaatkâr Daidalos ve oğlu İkaros’a bu canavarı barındırmak üzere Labirent adı verilen devasa bir labirent inşa etmelerini emretti. Minotor, Labirent’te kalmaya devam etti ve her yıl ona kurban olarak genç erkek ve kızlar sunuluyordu. Sonunda, Atinalı kahraman Theseus tarafından öldürüldü.

"Minotor" kelimesi, birleşik bir kelimedir ve Eski Yunanca'daki "Μίνως" (Minos) yani Kral Minos’un adı ile "ταῦρος" (tauros) yani "boğa" kelimesinden oluşur. Bu nedenle, Minotor kelimesi aslında "Minos’un boğası" anlamına gelir. Minotor’un doğumda verilen ismi ise Asterion’dur. Eski Yunanca "ἀστέριον", yani "yıldızlı olan" anlamına gelir. Bu isim, muhtemelen Minotor’un Boğa takımyıldızı (Taurus) ile olan sembolik bağını veya göksel bir varlık olarak algılanmasını ima eder.

Minos ve Denizden Gelen Boğa

Yunan mitolojisine göre, Minos, Europa ile Zeus’un birleşmesinden doğan üç oğuldan biriydi. Zeus, Europa’yı baştan çıkarmak için bir boğa kılığına girmişti. Europa'nın kocası, Girit Kralı Asterion idi ve o, bu üç oğula öz çocuklarıymış gibi bakmıştı: Minos, Sarpedon ve Rhadamanthys. Asterion’un ölümünden sonra tahtın kime geçeceği belli değildi. Kimin kral olacağına dair bir rekabet vardı. Bu üç erkek kardeşten Minos, Girit dilinde adı zaten "kral" anlamına geldiği için, kral olmaya yazgılıydı. Ancak Minos’un kral oluş süreci kolay olmadı; önce kardeşleriyle olan güç mücadelesini kazanmak zorundaydı. Minos’un, kardeşlerine kıyasla büyük bir avantajı vardı: Tanrıların desteğini aldığını iddia ediyordu. Bu iddiasını da, ne dilerse tanrıların onun duasını kabul edeceğini söyleyerek destekliyordu. Bir gün, Poseidon’a kurban sunarken, denizden bir boğa çıkmasını diledi. Üstelik bu boğayı çıktığında Poseidon’a kurban edeceğine de söz verdi. Gerçekten de Poseidon, denizden görkemli bir boğa gönderdi. Bu olay, Minos’un tanrıların lütfuna sahip olduğunu gösterdi ve halkın gözünde ilahi meşruiyet kazandı. Hiç kimse, denizlerin hâkimi Poseidon’un desteklediği birine karşı çıkmaya cesaret edemedi. Minos, tahtı kazandıktan sonra kardeşlerini Girit’ten sürdü. Ancak bu üç kardeş ölümden sonra tekrar bir araya geldi. Çünkü efsaneye göre, öldükten sonra yeraltı dünyasında ölülerin yargıçları oldular. Görevleri, insanların hayatları boyunca yaptıkları eylemlere göre onları yeraltı dünyasının uygun bölgesine yerleştirmekti.

Kral Mİnos, karısının oğlu olan Asterİon’u (ya da Mİnotor’u) barındırmak üzere zanaatkâr Daİdalos ve oğlu İkaros’a büyük ve karmaşık bir Labİrent inşa etmelerİnİ emrettİ.

Ancak Kral Minos, Poseidon’a verdiği sözü yerine getirmedi; denizden gelen o görkemli Girit boğasını kendisine sakladı ve yerine başka bir boğayı kurban etti. Bu davranış, Minos’un saygısızlığını ve kibirli tavrını gösteriyordu. Bu duruma öfkelenen Poseidon, Kral Minos’u cezalandırmaya karar verdi. Bazı efsane versiyonlarına göre, Poseidon, Minos’un karısı Pasiphae’nin bu boğaya şehvetli bir tutku duymasına neden olarak intikam aldı. Bu birleşmeden de Minotor dünyaya geldi. Ancak farklı bir versiyon, Romalı yazar Hyginus tarafından aktarılır. Bu versiyona göre, Pasiphae uzun bir süre boyunca aşk tanrıçası Venüs’e (Yunan mitolojisinde Afrodit) yeterince bağlılık göstermemişti. Bu saygısızlık nedeniyle tanrıça, Pasiphae’yi cezalandırarak, ona denizden çıkan görkemli boğaya karşı karşı konulmaz bir arzu gönderdi. Bir başka anlatımda ise, Poseidon’un öfkeyle Afrodit’e giderek yardım istediği ve Afrodit’in de Poseidon’un hatırına Pasiphae’yi lanetlediği belirtilir. Her iki durumda da, ilahi ceza, Minos’un sözünden dönmesinin ve tanrılara karşı kibirli davranışının bir sonucudur.

Pasiphae ve Minotor’un Doğumu

Tanrısal bir lanetin etkisiyle arzuya boğulan Kraliçe Pasiphae, yardım için Daidalos ve oğlu İkaros’a başvurdu. Pasiphae’nin isteği üzerine Daidalos, gerçek bir inek derisiyle kaplanmış, tahtadan bir inek yaptı ve bu yapının altına tekerlekler yerleştirdi. Daidalos daha sonra Kraliçe Pasiphae’yi bu yapay ineğin içine yerleştirdi ve onu, sevgili boğasının otladığı çayıra sürdü. Boğa, bu tahtadan yapıyı gerçek bir inek sandı ve Pasiphae ile orada çiftleşti. İşte bu olağanüstü birleşmeden, insan vücutlu ve boğa başlı bir yaratık olan Minotor dünyaya geldi. Bu olay, insan tutkusu ile tanrısal cezanın birleşiminden doğan lanetli bir varlık olarak mitolojiye geçti.

Kraliçe, doğan bu yaratığa, Kral Minos’un üvey babası olan Asterion’un adını verdi. Girit halkı da Minotor’un gerçek adının Asterion olduğunu bu şekilde öğrendi. Ancak bebek yaratığı gören Kral Minos, karısının bu canavarla olan ilişkisini fark etti. Bu olay karşısında Minos, Daidalos ve İkaros’u cezalandırarak onları köleleştirdi, çünkü bu düzenbazlığa yardımcı olmuşlardı. Ancak karısı Pasiphae’ye dokunmadı. Pasiphae, Asterion henüz bir boğa yavrusuyken onu sevgiyle büyüttü ve besledi. Fakat Asterion büyüdükçe, doğası vahşileşti ve canavara dönüştü; artık annesi onu ne besleyebiliyor ne de kontrol edebiliyordu. Asterion, ne tam bir insan ne de tam bir hayvan olduğu için uygun bir besin kaynağı bulamıyordu ve bu yüzden insan etiyle beslenmeye başladı. Kral Minos, karısının utanç verici ilişkisini halktan gizlemek ve bir kâhinin tavsiyesi üzerine, Daidalos ve İkaros’a karısının oğlu Asterion’u (ya da Minotor’u) barındıracak büyük bir Labirent inşa etmelerini emretti.

Minoan Rhyton
Minos Ritonu
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Androgeos’un Ölümü ve Atina’nın Vergisi

Labirent inşaatı devam ederken, Kral Minos, tek insan oğlu Androgeos’un (Pasiphae’den) öldürüldüğünü öğrendi. Bazı kaynaklar, Androgeos’un, Panathenaia Oyunları’ndaki üstün yetenekleri nedeniyle Atinalılar tarafından kıskançlık yüzünden öldürüldüğünü belirtir. Efsanenin başka bir versiyonuna göre ise, Atina Kralı Aigeus, Androgeos’un zaferlerinden öfkelenmiş ve onu yenilmez Maraton Boğası’nı öldürmesi için görevlendirmiştir. Androgeos, bu görevi yerine getiremediği gibi, boğa tarafından öldürülmüş ve böylece dolaylı olarak Atinalıların eylemleri onun ölümüne sebep olmuştur.

Androgeos’un nasıl öldüğü kesin olmasa da, Kral Minos tek insan oğlu Androgeos’un ölümünden Atinalıları sorumlu tuttu ve ailesinin soyunun yok olduğunu düşündü. Bunun üzerine Atinalılara karşı denize açıldı ve onları sürekli taciz etti; ta ki oğlunun ölümünün bedelini ödemeyi kabul edene kadar. Kral Minos, Atina’dan her dokuz yılda bir yedi genç kız ve yedi genç erkekten oluşan bir vergi (tribute) ödemesini istedi. (Kaynaklarda bu verginin sıklığı konusunda çelişkiler vardır; bazıları her dokuz yılda bir, bazıları ise her yıl olarak belirtir.) Bu gençler, Minotor’un beslendiği Labirent’e kurban edilmek üzere gönderilirdi. Çeşitli kaynaklara göre, kurbanlar çoğunlukla en güzel erkekler ve bakire kızlar arasından kura ile seçilirdi. Atinalılar bu durum karşısında Delphi Kahini’ne danıştı ve kahin, Atina’nın Minos’un taleplerini kabul etmesini öğütledi. Ancak, Romalı şair Catullus’a göre, Androgeos’un ölümü Atina’da acımasız bir vebaya sebep oldu. Kral Aigeus, ancak Minos’a vergi vermek ve taleplerine uymakla Atina’nın bu felaketten kurtulabileceğini öğrenince bu şartları kabul etti. İsteksizce de olsa Atinalılar Minos’un koşullarına razı oldu ve Kral Minos da Girit’e geri döndü.

Minotor’un Ölümü

Atina Kralı Aigeus’un oğlu Theseus, Atina’dan gönderilen üçüncü gençler kurbanına gönüllü oldu. Babasına ve tüm Atinalılara, Minotor’u öldüreceğini gururla söyledi. Zaferle dönerse gemide beyaz yelkenler, yenilirse ve ölürse mürettebatın siyah yelkenler açacağını vaat etti. Girit’e ulaştığında, Kral Minos’un kızları Ariadne ve Phaedra, Theseus’a derin bir aşkla bağlandılar. Ariadne, yarı kardeşi Minotor tarafından yenilgiye uğratılacağı düşüncesiyle bunu kaldıramadı ve yardım için Daidalos’a gitti. Daidalos’tan, labirentten nasıl kaçılacağını öğrendi ve bunu Theseus’a iletmek üzere acele etti. Daidalos’un talimatlarına uyan Ariadne, Theseus’a labirentten çıkabilmesi için bir iplik yumağı verdi. Theseus, labirentin kapısına ipliğin bir ucunu bağlayarak içeri girdi. Labirentin en uzak köşesinde Minotor’u buldu ve onu yumruk darbeleriyle (veya bazı anlatımlarda Aigeus’un kılıcını kullanarak) öldürdü. Önceki kurbanların aksine, Theseus, Ariadne’nin verdiği iplik sayesinde labirentten çıkmayı başardı. İpliği takip ederek labirentin kapısına ulaştı ve diğer Atinalıları da çıkararak hızla Ariadne ve Phaedra ile birlikte Atina’ya doğru yola çıktı.

Minoan Bull Leaping
Minosluların Boğa Sıçratması
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Eve Dönüş Yolculuğu

Dönüş yolunda, Theseus Ariadne’yi Naksos adasında terk eder ve nişanlı eşi Phaedra ile Atina’ya doğru yoluna devam eder. Naksos’ta, Ariadne yaptığı şeyleri ve kardeşi Minotor’un öldürülmesinde Theseus’a yardım etme konusundaki saflığını düşünür; çünkü Theseus’un kendisiyle evleneceğini sanmıştır. Ancak Theseus’la evlenmek yerine, Naksos’ta Ariadne, şarap ve eğlence tanrısı Dionysos tarafından bulunur ve sonunda onunla evlenir. Bazı efsane versiyonlarında ise, Dionysos Theseus’un karşısına çıkarak Ariadne’yi terk etmesini çünkü kendisinin onunla evleneceğini söyler. Böylece Ariadne’nin kaderi Theseus’tan Dionysos’a yönelir ve bu olay mitolojide önemli bir yere sahiptir.

Theseus, yeni eşi Phaedra ile neredeyse evine dönmenin sevincini yaşarken, dalgınlıkla gemisinin yelkenlerini siyah renkten beyaza çevirmeyi unutur. Uzaktan bu siyah yelkenleri gören babası, Kral Aigeus, büyük bir üzüntüye kapılır ve oğlunun öldüğünü düşünerek bir uçurumdan denize atlayarak intihar eder. Bu trajik olay, Theseus’un Atina’nın yeni kralı olarak yerini sağlamlaştırmasını sağlar. Ayrıca, bu efsane, Ege Denizi’nin (Aegean Sea) isminin kökenini de açıklar; denizin adı, Aigeus’un adıyla bağlantılıdır.

Theseus & the Minotaur
Theseus & Minotor
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Sanat ve Tasvir

Theseus ve Minotor efsanesi, antik döneme ait birçok çömlek üzerinde görülür. Çoğu tasvirde, Theseus genellikle Minotor ile savaşırken gösterilir; Minotor ise genellikle yenilmiş veya boyun eğmiş bir pozisyondadır. Bu konu sanatta çok popülerdi çünkü efsane, doğallık ile doğallıktan sapma ya da medeniyet ile vahşet arasındaki temel mücadeleyi simgeler; bu da birçok Yunan sanatında sıkça işlenen bir temadır. Girit’ten çıkan bazı paraların üzerinde ise boğa başı ve Labirent’in inşası betimlenmiştir; bu da Labirent ve Minotor efsanesinin, muhtemelen Girit’teki boğa kültü ile saraylarının mimari karmaşıklığının birleşiminden doğan gerçek bazı unsurlar içerdiğini düşündürür.

Bibliografya

Çevirmen Hakkında

Şüheda Bulut
Merhaba! Tarihe meraklı, çeviri üzerine eğitim alan ve sürekli gelişime inanan biriyim. Yeniliklere açık yapım sayesinde farklı alanlarda kendimi geliştirmeyi ve uluslararası düzeyde deneyim kazanmayı hedefliyorum.

Yazar Hakkında

Brittany Garcia
Brittany serbest yazar, Klasik Latince ve Antik Yunanca öğretmenidir. Antik Dünya ile ilgili haberler hakkında kişisel bir bloğu ve Facebook sayfası vardır. İris Projesiyle NASA'nın "Mars'ı Latince Konuşturmak'' projesinde gönüllü Latince tercümandır.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Garcia, B. (2013, Eylül 01). Minotor [Minotaur]. (Ş. Bulut, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-423/minotor/

Chicago Formatı

Garcia, Brittany. "Minotor." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. Son güncelleme Eylül 01, 2013. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-423/minotor/.

MLA Formatı

Garcia, Brittany. "Minotor." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 01 Eyl 2013, https://www.worldhistory.org/Minotaur/. İnternet. 25 Tem 2025.