Antik Mısır'da Renk

Makale

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Şüheda Bulut tarafından çevrildi
08 Ocak 2017 tarihinde yayınlandı 08 Ocak 2017
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, İspanyolca
Makaleyi Yazdır PDF

Antik Mısırlılar, sanatlarında da açıkça tasvir edilen, hayatlarına büyük bir değer veriyorlardı. İnsanların bu hayatta ya da sonraki yaşamda keyif aldıklarını gösteren imgeler, tanrılar ya da cenaze ritüellerine dair en sık görülen sahneler kadar çok miktarda bulunmaktadır. Kültürle ilk kez karşılaşan erken dönem Mısırbilimciler, mezarlarda bulunan çok sayıdaki cenaze sanatına odaklandılar ve bu nedenle Antik Mısır kültürünün ölüme takıntılı olduğu sonucuna vardılar. Oysa gerçekte, Antik Mısırlılar hayatı dolu dolu yaşamaya kendilerini bütünüyle adamışlardı.

Tutankhamun & Ankhsenamun
Tutankhamun & Ankhesenamun
Pataki Márta (CC BY-NC-SA)

Mısırlılar evlerini, bahçelerini, saraylarını ve mezarlarını; tanrıların kendilerine verdikleri her şeye duydukları minneti yansıtan etkileyici sanat eserleriyle süslediler ve bu tasvirleri canlı renklerle vurguladılar. III. Amenhotep’in (M.Ö. 1386-1353) Malkata’daki sarayı canlı renklerle boyanmıştı; dış duvarlar beyaz, iç mekanlar ise mavi, sarı ve yeşil renklere sahipti ve her yerde duvar resimleri ile diğer süslemeler bulunuyordu. Bu renkler rastgele seçilmemişti; her biri Mısırlılar için çok özel bir sembolizme sahipti ve bu anlamı yansıtmak amacıyla kullanılmıştı. Mısırbilimci Rosalie David bunu şöyle yorumluyor:

Renk; duvar sahneleri, heykeller, mezar eşyaları ve takılar da dahil olmak üzere tüm sanat tasvirlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyordu ve belirli bir renge verilen büyülü özelliklerin, o renk hangi nesneye eklenirse eklensin, o nesnenin ayrılmaz bir parçası haline geldiğine inanılıyordu (176).

Her rengin kendine özgü bir sembolizmi vardı ve doğal unsurlardan elde edilmişti.

Antik Mısır'da renk, yalnızca günlük yaşamdan sahneleri gerçekçi bir şekilde tasvir etmek için değil; aynı zamanda tanrıların göksel alemlerini, ölümden sonraki yaşamı ve Mısır panteonundaki tanrıların hikâyelerini ve tarihlerini be timlemek için de kullanılıyordu. Her rengin kendine özgü bir sembolizmi vardı ve doğal unsurlardan elde edilmişti. Mısırbilimci Margaret Bunson, “zanaatkârların çevrelerindeki renklerin doğal oluşumunu gözlemlemeye başladıklarını ve istedikleri tonları geliştirmek için çeşitli oksitleri ve diğer malzemeleri toz haline getirdiklerini” yazar (54). Mısırlı sanatçıların sanatları için renkler yaratma süreci Erken Hanedanlık Dönemi'ne (MÖ 3150 - 2613) kadar uzanır, ancak Eski Krallık döneminde (MÖ 2613 -2181) daha belirgin hale gelir. Eski Krallık'tan ülkenin MÖ 30 'dan sonra Roma tarafından ilhak edilmesine kadar renk, Mısırlılar tarafından yapılan her sanat eserinin önemli bir bileşeniydi.

Renkte Gerçekçilik

Her renk, çeşitli doğal olarak oluşan elementlerin karıştırılmasıyla oluşturulmuş ve her biri sanat eserinde bir bütünlük sağlamak için zaman içinde standartlaştırılmıştır. Örneğin Mısırlı bir adam, her zaman standart kırmızı boya tarifinin belirli bir miktarının standart kahverengi ile karıştırılmasıyla elde edilen kırmızımsı - kahverengi bir cilt ile tasvir edilmiştir. Karışımdaki farklılıklar, farklı dönemlerde ortaya çıkar, ancak genel olarak aşağı yukarı aynı kalırdı. Erkek teni için bu renk, çoğu erkeğin açık havadaki yaşamını sembolize etmek adına parçadaki gerçekçilik için seçilirken, Mısırlı kadınlar evin içinde daha fazla zaman geçirdikleri için daha açık tenli (sarı ve beyaz karışımlar kullanılarak) boyanmıştır.

Egyptian Hunting in the Marshes
Bataklıklarda Mısırlıların Avcılığı
Jan van der Crabben (CC BY-NC-SA)

Tanrılar tipik olarak altın tenli olarak temsil ediliyordu, bu da tanrıların aslında altın tenli olduğu inancını yansıtıyordu. Bunun bir istisnası, neredeyse her zaman doğurganlığı, yenilenmeyi ve yeraltı dünyasını simgeleyen yeşil veya siyah deriyle gösterilen tanrı Osiris'tir. Osiris, öldürüldü, Isis tarafından hayata döndürüldü ve ardından ölüler diyarına hükmetmek için indi; onun tasvirlerinde kullanılan renkler, hikâyesinin farklı yönlerini simgeliyor. Bir sahnede bir adam ve karısı akşam yemeği yerken veya tanrılar güneş gemisinde seyahat ederken; kullanılan her rengin, bu olayların farklı temalarını doğru bir şekilde temsil etmesi gerekiyordu.

Renk Yaratımı ve Sembolizm

Aşağıdaki farklı renkler, Mısır’daki adları, bunları elde etmek için kullanılan malzemeler ve sembolize ettikleri anlamlarla birlikte listelenmiştir. Tanımlar, Richard H. Wilkinson'ın Mısır Sanatında Sembolizm ve Büyü adlı eserine ve Margaret Bunson'ın Antik Mısır Ansiklopedisi adlı çalışmasına dayanmakta olup, diğer eserlerle de desteklenmiştir.

Djed Pillars, Hall of Osiris, Abydos
Djed Sütunları, Osiris Salonu, Abydos
Jon Bodsworth (CC BY)

Kırmızı (desher) - oksitlenmiş demir ve kırmızı topraktan yapılmış, et tonları oluşturmak ve yaşamı sembolize etmek için kullanılır, aynı zamanda kötülük ve yıkımı sembolize eder. Kırmızı hem ateş hem de kanla ilişkilendirildi ve bu nedenle canlılığı ve enerjiyi sembolize eder, ancak belirli bir tehlikeyi vurgulamak veya yıkıcı bir tanrıyı tanımlamak için de kullanılabilir. Örneğin, Osiris'i öldüren ve zamanın başlangıcında Mısır'a kaos getiren tanrı Set, her zaman kırmızı bir yüz veya kırmızı saçlarla veya tamamen kırmızıyla temsil edildi. Bu deseni, kırmızı rengin bazen bir hikayede tehlikeli bir karakteri veya yönü simgelemek için kullanıldığı yazılı çalışmalarda da görmek mümkündür. Duvar resimleri ve mezar sahnelerinde kırmızı, sahnenin içeriği içinde dikkatlice yorumlanmalıdır. Tehlike veya hatta kötülüğün vurgulanmasında sıkça kullanılsa da, aynı zamanda hayatı veya daha yüksek bir varlığı (Ra Gözünün tasvirlerinde olduğu gibi) ya da Aşağı Mısır'ın Kızıl Tacı gibi yüksek bir statüyü simgeliyor olarak da sıkça görülür.

Eye of Horus
Horus'un Gözü
Marie-Lan Nguyen (Public Domain)

Mavi (irtiu ve khesbedj) - genellikle "Mısır Mavisi" olarak adlandırılan, silika ve kalsiyum ile bakır ve demir oksitlerden yapılan, doğurganlığı, doğumu, yeniden doğuşu ve yaşamı simgeleyen ve genellikle suyu ve cenneti tasvir etmek için kullanılan en popüler renklerden biridir. Wilkinson şöyle yazar: "Aynı şekilde, mavi renk Nil Nehri'ni ve onunla ilişkilendirilen mahsulleri, sunuları ve bereketi simgeliyor olabilir; ve nehrin cömertliğini temsil eden sözde 'verimlilik' figürlerinin birçoğu bu renktedir" (107). Tanrı Thoth'un heykelleri ve tasvirleri rutin olarak mavi, mavi - yeşildir veya içinde bilgelik tanrısını hayat veren cennetlerle ilişkilendiren mavinin bir yönü vardır. Mavi aynı zamanda korumayı da sembolize ediyordu. Koruyucu tanrı Bes'e ait doğurganlık muskaları genellikle maviydi; tıpkı kadınların alt karın, sırt ve uyluk bölgelerine yaptırdığı Bes figürlü ya da elmas şeklindeki dövmeler gibi. Bu dövmelerin hamilelik ve doğum sırasında kadınları korumak için muska olarak giyildiği düşünülüyor.

Isis Wall Painting
İsis Duvar Resmi
The Yorck Project Gesellschaft für Bildarchivierung GmbH (GNU FDL)

Sarı (khenet ve kenit) - aslen koyu sarı ve oksitlerden yapılmış, ancak Yeni Krallık'tan (MÖ 1570 -1069) arsenik trisülfitten karıştırılmış ve güneşi ve sonsuzluğu sembolize ediyordu. Sarı renk, tanrıların altın ten rengini yansıtmak için koyulaştırılır ya da bir karakterin veya nesnenin saflığını ya da kutsal bir yönünü ima etmek amacıyla beyazla açılırdı. Örneğin İsis, her zaman beyaz bir elbise içinde altın tenli olarak tasvir edilir; ancak bazen sahnede ya da hikâyede onun sonsuz yönünü vurgulamak amacıyla elbisesi açık sarı renkte olur. Mısır tanrılarının rahip ve rahibelerinin bazen tanrılarına benzer şekilde giyindikleri düşünülmektedir ve Wilkinson, Anubis rahiplerinin bazı özel durumlarda tanrı "olmak" amacıyla tenlerini sarıya boyadıklarını öne sürer.Anubis geleneksel olarak siyah tenli olarak tasvir edilse de, onu diğer tanrılar gibi altın rengiyle betimleyen birçok metin bulunmaktadır.

Egyptian Afterlife
Eski Mısırda Ölümden Sonra Yaşam
Unknown Artist (CC BY-NC-SA)

Yeşil (wadj) - bakır bir mineral olan malakitten karıştırılır ve iyiliği, büyümeyi, hayatı, ahireti ve dirilişi sembolize eder. Mısır'daki ahiret, Sazlık Tarlası ,bazı dönemlerde Malakit Tarlası olarak bilinir, ve her zaman yeşil renkle ilişkilendiriliyordu. Wilkinson, yeşil rengin "doğal olarak büyüyen şeylerin ve yaşamın kendisinin bir simgesi" olduğunu yazar ve Antik Mısır'da "'yeşil şeyler yapmanın' olumlu, yaşam üreten davranışlar için bir örtmece olduğunu; buna karşılık 'kırmızı şeylerin' kötülüğü simgelediğini" belirtir (108). Yeşil, ölen ve dirilen tanrı Osiris'in ve aynı zamanda Mısır mitolojisindeki en kutsal nesnelerden biri olan Horus'un Gözü'nün rengidir. Erken dönem mezar resimlerinde ölen kişinin ruhu beyaz olarak tasvir edilirken, daha sonraki dönemlerde yeşil renkle gösterilmiştir; bu da ölüyü ebedi tanrı Osiris ile ilişkilendirmek içindir. Dirilişin sembolizmiyle uyumlu olarak, yeşil renk sıklıkla "Ağaçkavakların Hanımı" olarak bilinen tanrıça Hathor'u tasvir etmek için de kullanılmıştır. Dirilişin sembolizmiyle uyumlu olarak, yeşil renk sıklıkla "Ağaçkavakların Hanımı" olarak bilinen tanrıça Hathor'u tasvir etmek için de kullanılmıştır. Hathor, Ağaçkavak ağacıyla, yenilenme, dönüşüm ve dirilişle yakından ilişkilendirilirdi. Dövmesi olan kadınların mumyaları, mürekkebin yeşil, mavi veya siyah olabileceğini gösteriyor ve dövmeler, Hathor'a tapınma ile ilişkilendirilmiştir.

Book of the Dead of Aaneru, Thebes
Aaneru Ölüler Kitabı, Thebes
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Beyaz (hedj ve shesep) - alçı ile karıştırılmış tebeşirden yapılır, genellikle diğer tonlar için bir hafifletici olarak kullanılır ve saflığı, kutsallığı, temizliği ve berraklığı sembolize eder. Beyaz, Mısır kıyafetlerinin rengiydi ve bu nedenle günlük yaşamla ilişkiliydi, ancak yaşamın aşkın doğasını sembolize etmek için sanatsal parçalarda da sıklıkla kullanıldı. Rahipler her zaman beyaz giyerdi ve festival veya ritüele katılan tapınak görevlileri ve tapınak personeli de aynı şekilde beyaz giyerdi. Ritüellerde kullanılan nesneler (örneğin kaseler, tabaklar, sunaklar, masalar) beyaz alabastra yapılırdı. Beyaz, diğer renkler gibi, gerçek yaşamda o renkteki giysiler ve nesneleri tasvir etmek için gerçekçi bir şekilde kullanılırdı, ancak sıklıkla bir resmin bazı yönlerinin önemini vurgulamak amacıyla da kullanılırdı; bazı durumlarda ise her iki işlevi birden yerine getirirdi. Örneğin, Yukarı Mısır'ın Beyaz Tacı genellikle beyaz olarak anılır - ve bu şekilde gerçekçi bir şekilde tasvir edilir - ancak aynı zamanda kralın tanrılarla yakın bağlantısını simgeliyordu - bu nedenle saflık ve kutsallığı sembolize eder.

Anubis, Egyptian Sarcophagus
Anubis, Mısır Lahdi
André (CC BY-SA)

Siyah (kem) - karbon, öğütülmüş kömürden yapılmış, su ve bazen yanmış hayvan kemikleriyle karıştırılmış, ölümü, karanlığı, yeraltı dünyasını, ayrıca yaşamı, doğumu ve dirilişi sembolize eder. Wilkinson şöyle yazar: "Rengin yaşam ve doğurganlıkla sembolik ilişkisi, muhtemelen Nil'in yıllık taşkınlarında bıraktığı verimli siyah alüvyonla başlamış olabilir ve bu yüzden Osiris - Nil'in ve yeraltı dünyasının tanrısı - sıklıkla siyah tenli olarak tasvir edilmiştir" (109). Siyah ve yeşil, Mısır sanatında aslında yaşamın sembolleri olarak sıklıkla birbirinin yerine kullanılır. Tanrıların heykelleri sıklıkla siyah taştan oyulurdu ancak aynı sıklıkla yeşil taştan da yapılırdı. Siyahın ölümle ilişkilendirilmesine rağmen, kırmızıyla temsil edilen hiçbir kötülük çağrışımı yoktu ve ahiret tasvirlerinde sıklıkla yeşille birlikte veya yeşil yerine görünür. Ölüleri yargı salonuna yönlendiren ve ruhun kalbinin tartıldığı anlarda bulunan tanrı Anubis, neredeyse her zaman tüm Mısır'daki en popüler tanrılardan biri olan kadın tanrıçası Bastet gibi siyah bir figür olarak tasvir edilir. Bes'in dövmeleri siyah mürekkeple yapılırdı ve ahiret imgeleri, sadece ön plandaki altın ve beyazı vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda yeniden doğuş kavramını simgelemek için sıklıkla siyah bir arka plan kullanılırdı.

Siyah, ölümü, karanlığı, yeraltı dünyasını ve ayrıca yaşamı, doğumu ve dirilişi sembolize ediyordu.

Bu temel renkler genellikle mor, pembe, camgöbeği, altın, gümüş ve diğer tonlar gibi renkler oluşturmak için karıştırılır, seyreltilir veya başka bir şekilde birleştirilirdi. Sanatçılar, boyalarını karıştırdıkları minerallerle değil, sadece hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları renkleri yaratmadaki hayal güçleri ve yetenekleriyle sınırlıydılar.

Bağlamdaki Renkler

Estetik anlayışları, Mısırlılar için büyük bir öneme sahipti. Sanat ve mimari, simetriyle karakterize edilir ve yazı sistemleri olan hiyeroglifler bile, işlevlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görsel güzellik doğrultusunda düzenlenmiştir. Hiyeroglifleri okurken, anlamı, figürlerin hangi yöne baktığına dikkat ederek anlarsınız; eğer soldan bakıyorlarsa, soldan okursunuz, eğer yukarı, aşağı ya da sağa bakıyorsa, o yönde okursunuz. Figürlerin yönü, mesajın bağlamını sağlar ve böylece söylenenin ne olduğunu anlamaya yardımcı olur.

King-list of Egypt, Detail of the 18th Dynasty
Mısır Kralları Listesi, 18. Hanedan Detayı
Osama Shukir Muhammed Amin (Copyright)

Aynı şekilde, Mısır sanatında renk de bağlama göre yorumlanmalıdır. Belirli bir resimde, kırmızı kötülüğü veya yıkımı simgeliyor olabilir, ancak bu renk her zaman bu şekilde yorumlanmamalıdır. Siyah, Mısır sanatında sıkça yanlış yorumlanan bir renktir çünkü günümüzle bağlantılı olarak siyah, kötülükle ilişkilendirilir. Tutankhamun'un mezarında bulunan resimleri bazen onu siyah tenli olarak tasvir eder ve bu figürler, erken dönemdeki arkeologlar tarafından ölüm ve yasla ilişkilendirilmişti; ölümle ilişkilendirme doğru olsa da, eski Mısır'da olduğu gibi, birinin kaybı yasla birlikte olsa da, doğru yorumlama, Tutankhamun'un ölümde Osiris ile ilişkilendirilmesi ve yeniden doğuş ve diriliş kavramıyla bağlantılı olmasıdır.

Beyaz, günümüzde eski Mısırlılar için taşıdığı anlamı korur ancak, belirtildiği gibi, her zaman bağlama göre de yorumlanmalıdır. Isis'in beyaz elbisesi saflığı ve kutsallığı simgelerken, Set'in beyaz eteği, basitçe bir erkek Mısırlının giyim tarzını temsil eder. Ancak, Mısır renklerinin sembolizmini ve en yaygın kullanım nedenlerini anlamak, Mısır sanatına daha büyük bir takdirle bakılmasını sağlar ve eski sanatçının iletmek istediği mesajı daha net bir şekilde anlamamıza yardımcı olur.

Çevirmen Hakkında

Şüheda Bulut
Merhaba! Tarihe meraklı, çeviri üzerine eğitim alan ve sürekli gelişime inanan biriyim. Yeniliklere açık yapım sayesinde farklı alanlarda kendimi geliştirmeyi ve uluslararası düzeyde deneyim kazanmayı hedefliyorum.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Yazar Biyografisi: Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörüdür. Önceden tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri verdiği Marist College'da (NY) profesördü. Çok fazla seyahat etmiştir ve Yunanistan ve Almanya'da yaşamıştır.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2017, Ocak 08). Antik Mısır'da Renk [Color in Ancient Egypt]. (Ş. Bulut, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-999/antik-misirda-renk/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Antik Mısır'da Renk." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ocak 08, 2017. https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-999/antik-misirda-renk/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Antik Mısır'da Renk." tarafından çevrildi Şüheda Bulut. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 08 Oca 2017, https://www.worldhistory.org/article/999/color-in-ancient-egypt/. İnternet. 29 Nis 2025.