Eski Ahit'te Kadın

Makale

Rebecca Denova
tarafından yazıldı, Ayşe Yanı tarafından çevrildi
17 Ağustos 2021 tarihinde yayınlandı 17 Ağustos 2021
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Lehçe, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır

Yahudilik ve Hıristiyanlığın modern mensupları, kadınlar ve onların eski din ve toplumdaki rolleriyle ilgili hikâyeler için sıklıkla Kutsal Kitap'a başvururlar. Bu hikayelerin erkekler tarafından yazıldığını kabul etmek gerekir. Erkeklerin bakış açıları kadınların gerçek duygu ve düşünceleri hakkında çok az bilgi vermektedir.

Sarah Presenting Hagar to Abraham
Sarah, Hacer'i İbrahim'e Sunuyor
Thomas Hawk (CC BY-NC)

Bu hikayelerin birçoğu kadınlara karşı eski önyargıları içermektedir. Bununla birlikte, hem olumlu hem de olumsuz görüşlerin geniş bir yelpazesi vardır. Her öykünün, yorumlanmasını etkileyen tarihsel ve edebi bir bağlamı vardır. Çoğunlukla, kadınların hikayeleri, erkeklerin davranışlarını bazı şaşırtıcı şekillerde eleştirmek için kullanılır.

Cinsiyet'in Toplumsal İnşaası

Kişinin fiziksel cinsiyeti doğumdaki biyolojik farklılıklarla tanımlanır. Kişinin cinsiyeti, davranış kuralları tarafından belirlenen sosyal bir yapıdır. Tüm eski toplumlar, tanrılar tarafından oluşturulduğunu iddia ettikleri bu tür kurallara sahipti. Toplumsal cinsiyetin inşasındaki baskın tema doğurganlıktı; sürülerin, ekinlerin ve özellikle de insanların doğurganlığı olmadan grup hayatta kalamazdı. İlahi güçler bu nedenle çiftler halinde tasvir edilmiş, her tanrının eşi olarak bir dişi tanrıçası olmuştur. Gökleri yansıtan antik dünyanın temel sosyal birimi aileydi. Her aile üyesinin hayatta kalmaya katkıda bulunan dini ve sosyal görevleri vardı.

Tarihçiler antik kültürleri ataerkil ya da anaerkil olarak tanımlamaktadır. Ataerkillik erkek yöneticilerden oluşan bir sistemdir ve torunlar erkek soyu üzerinden takip edilir. Anaerkillik ise anne soyu üzerinden ölçülen bir sistemdir. Ancak, sistemler arasında örtüşme olduğu için bunlar tanımlanmış kategoriler değildir. Örneğin, erkekler bereket tanrıçalarına da tapmışlardır.

Mülk Olarak Kadınlar

YAHUDİ YAZILARI, ESKİ TOPLUMLARIN EGEMEN CİNSİYET ROLLERİNİ İÇSELLEŞTİRMİŞ, EVLENME VE BOŞANMAYLA İLGİLİ DETAYLARI MUSA'NIN YASASINA DAHİL ETMİŞTİR.

Yahudi Kutsal Yazılarında kadın ve erkeklerin toplumsal rollerini düşünmenin en kolay yolu mülkiyet ya da sözleşme yasalarına benzetmektir. Bir kadın doğduğunda babasının mülküdür ve daha sonra onun için bir evlilik sözleşmesi yapılır. Kadın kocasına teslim edilirken, malların ayrıntıları çeyiz olarak aktarılırdı. Ayrıca nişan sözleşmeleri de vardı. Ergenlik, erkek ve kız çocuklarının yetişkin dünyasına geçmeye ve çocuk doğurmaya hazır oldukları zaman olarak kabul edilirdi. Kadınlar 12-16 yaşlarında evlenirken, erkekler gençlik yıllarını askeri eğitim için kullanırdı. Erkek çocuklar için evlilik yaşı kültürden kültüre, 18 ila 30 arasında değişiyordu. Yaş farkından dolayı Kutsal Kitap'ta çok sayıda dul kadın hikâyesi vardır.

Şimdi olduğu gibi o zaman da bazı evlilikler yanlış gitti. Bu durumda, ilkini geri almak için başka bir sözleşme gerekiyordu; bir boşanma sözleşmesi. Boşanmanın nedenleri arasında kısırlık ve değişen siyasi hanedanlarla birlikte evlilik partnerlerinin yeniden belirlenmesi vardı. Çoğu eski kültürde zina için sert cezalar vardı. Zina, başka bir erkeğin mülkünü ihlal etmek anlamına geliyordu. DNA testlerinin yapılmadığı bir çağda, doğru kan bağını korumak için babalığın garanti altına alınması gerekiyordu. Bu da kadınların diğer erkeklere karşı korunmasına ve kollanmasına yol açıyordu. Kadınlar toplum içine çıktıklarında, diğer erkeklerin yoldan çıkan gözlerine karşı caydırıcı bir unsur olarak örtünmeleri gerekiyordu.

Yahudi Kutsal Yazıları, Musa'nın Yasası'ndaki evlilik ve boşanma detayları da dahil olmak üzere, çoğunlukla eski toplumun baskın cinsiyet rollerini içeriyordu. İsrail ulusunun kurucuları arasında ataerkillerin yanı sıra anaerkillere de yer verilmiştir. Genellikle çiftler halinde yer alırlar: Adem ve Havva, İbrahim ve Sara, İshak ve Rebeka, Yakup ve (iki eşi) Lea ve Rahel. Tanrı'nın Yaratılış'taki ilk buyruğu "Verimli olun ve çoğalın" idi (Yaratılış 1:22).

Adam & Eve
Adem ve Havva
Peter Paul Rubens (Public Domain)

Kutsal Kitap Kadınlarının Tipolojisi

Tipoloji, genellikle benzetme ya da bir kelime veya ifadenin mecazi veya metaforik kullanımı olarak kullanılan insan veya olay sınıflandırmalarını ifade eder. Popüler bir tip, doğuramayan kadın tipidir. Kutsal Kitap'taki kadınların çoğu ya yaşlılık (Sara) ya da kısırlık (Rahel) nedeniyle bu sorunu yaşamaktadır. Kısırlık bir günah değildi. Tüm bu öyküleri, basmakalıp beklentilerin tersine çevrilmesi olan anti-tip aygıtı izler. Tersine çevirme, Tanrı'nın ya da bir meleğin ilahi müdahale yoluyla kadının hamile kalacağını bildirdiği bir müjde öyküsüyle başlar. Duyuru bir kalıbı takip eder: Tanrı'nın ilahi vaatlerini yerine getirmeye yardımcı olmak için Tanrı'nın insanların üzerine yükselteceği bir oğul doğacaktır (her zaman bir oğuldur). Anlatı yazımında olay örgüsü gerilimiyle bir arada tutulan çatışmalar ve çözümler de kullanılır. Tanrı İbrahim'e büyük bir ulusun babası olacağını vaat ettiğinde - "Seni büyük bir ulus yapacağım" (Yaratılış 12:2) - İbrahim yaşlıdır ve Sara kısırdır. Bu vaadi gerçekleştirmek Yaratılış'ın ilk yarısındaki olay örgüsünün çoğunu yönlendirir.

Yaşlı ya da kısır bir eş durumunda, o dönemdeki Yahudi yasaları ikinci bir eş alınmasına izin verirdi. Eski çevirilerde genellikle "cariye" terimi kullanılır, ancak bunlar yasal olarak sözleşmeli ikinci evliliklerdi. Bu, bizim modern taşıyıcı annemizin antik dönemdeki eşdeğeriydi. Yasaya göre bu birliktelikten doğan çocuk babaya ve ilk karısına aitti. Sara İbrahim'e "git, kölem Hacer'le yat" dedi (Yaratılış 16:2). Bu zina değildi; köleler efendilerinin malıydı. Hacer oğulları İsmail'e hamile kaldı. Ancak Tanrı onlara bunun vaat edilen oğul olmadığını, İsmail'in aynı zamanda büyük bir ulusun, Arapların babası olacağını hatırlattı.

Hagar and Ishmael in the Desert
Hacer ve İsmal Çölde
Michel Wal (CC BY-SA)

Tanrı İbrahim'i çağırıp Kenan diyarına gitmesini söylediğinde, yerel halk putperest olduğu için onlara karışmaması söylenmişti. Kadınların erkekleri kontrol etmek için cinsiyetlerini kullanacaklarına dair eski bir inanç vardı ve bu nedenle yerel kadınlar İbrahim'in halkını putperestliğe yönlendirebilirdi. İshak'ın doğumundan sonra İbrahim kendisine bir eş bulması için bazı akrabalarının bulunduğu Harran'a (Kuzey Irak) bir hizmetkârını gönderdi. İbrahim'in hizmetkârıyla başlayan Yaratılış ve sonraki bölümlerde yer alan birkaç kadın kasabadaki kuyuda bulunur. Kuyu (su) yaşamın bir simgesiydi ve müjde hikâyeleri genellikle burada gerçekleşirdi. İbrahim'in hizmetkârı Rebeka'yla bir kuyuda karşılaşmış, Yakup Rahel'le bir kuyuda buluşmuş ve Musa karısı Zipporah'ı bir kuyuda bulmuştur.

Rebeka kısır değildir, ama Yakup ve Esav adında iki oğlu karnında çırpınmaktadır. Bu da bir başka tipolojik araçtır; büyük oğlu gasp eden küçük oğul. Birçok eski kültürde primogeniture, yani büyük oğulun babasının mirasını devralması usulü vardı. Yakup doğduğunda kardeşinin topuğunu tutarak ilk doğan olmaya çalışıyordu. Esav en büyük oğuldu, ama Rebeka Yakup'un kardeşinin doğum hakkını çalmasına yardım etti. Rebeka, vaat edilen soyun Yakup'tan geçmesini sağlayacak içgörüye sahip olmakla onurlandırılır. Yakup bu hileden sonra kardeşinin gazabından kaçarak Harran'a gitmek zorunda kalır. Kuyu başında Rahel'i görünce babasından onu ister. Laban kabul eder ama ancak Yakup onun için yedi yıl çalıştıktan sonra. Düğünde onun yerine ablası Lea'nın verildiğini öğrenir. Laban Yakup'a yedi yıl daha çalıştıktan sonra ikisini de alabileceğini söyler.

KENAN'DAKİ KABİLE BÖLGESİ, ANNELERİ LEAH VE RAHEL'İN YA DA İKİ HİZMETÇİNİN KİMLİĞİNE BAĞLI OLARAK DÜZENLENİRNLENİR.

Yaratılış daha sonra bu ailenin resmi soyunu ya da kan bağını anlatır. Hem Rahel hem de Lea, hizmetçi kadınlarını Yakup'a sunduklarında kısırlık dönemlerinden geçerler. Rahel'in öyküsü dokunaklıdır. Yakup'a "Bana çocuk ver, yoksa öleceğim!" (Yaratılış 30:1) diye yakarması, bir kadının kimliğinin çocuk doğurma kabiliyetine bağlı olduğunu yansıtır. "Öleceğim" demek, çocuk doğurmazsa İsrail'de hatırlanmayacağı anlamına geliyordu. Ölümden sonraki yaşama dair ilk fikirler kişinin isminin hayatta kalmasına dayanıyordu. İsmi olmayan kadınların hikayelerinde, bunun nedeni genellikle çocuk sahibi olmamalarıdır.

Dört kadın İsrail'in on iki kabilesini oluşturan oğulları doğurur. Metin, Kenan'daki kabile topraklarının daha sonraki dağılımının bir yansıması olarak ayrıntılara girer. Anneleri Lea ve Rahel'in ya da iki hizmetçinin kimliğine bağlı olarak düzenlenir.

Erdemli Fahişeler ve Kenanlılar

Şaşırtıcı bir şekilde, Kutsal Yazılar anti-tip ya da kalıba uymayan kadınlarla ilgili birkaç öykü anlatır. Fuhuş günah değildi; evlilik sözleşmeleri olmadan, başka bir erkeğin mülküne tecavüz söz konusu değildi. Ancak, sosyal skalanın en altında yer alıyorlardı çünkü eskiler meninin yeniden üretildiğini bilmiyorlardı. Bir erkek tohumunu bir fahişeye harcamamalı, bunun yerine kendi soyundan gelen çocuklara babalık yapmalıydı.

Yeşu kitabında, İsrailli casuslar şehrin savunmasını belirlemek için Eriha'ya gönderilir. Önce bir geneleve gittiler ve orada Kenanlı Rahav onları saklamayı kabul etti. Bunu yaptı çünkü İsrail'in Tanrısı'nın galip geleceğine inanıyordu. Bu tür öyküler İsrailli erkeklere karşı polemikçi öğütlerdir; erkekler Tanrı'ya sadakatlerinde bocaladıklarında örnek olarak kullanılırlar.

Jael, Deborah, and Barak
Jael, Debora ve Barak
Francisco Goya (Public Domain)

Hakimler kitabında, İsrail'in bir yargıcı olduğu kadar bir peygamber de olan Debora'yı öğreniriz. Onun öyküsünde de aynı klişelerin tersine çevrildiğini görürüz. İsrailli general Barak, Debora arabasına binmeden bir savaşa liderlik etmekte tereddüt ediyordu. Debora bunu yaptı, ama Barak'ı Tanrı'ya olan inançsızlığı nedeniyle kınadı: "Bu onur senin olmayacak, çünkü Rab Sisera'yı bir kadının eline teslim edecek" (Hakimler 4:9). Yael (daha sonraki metinlerde Judith) yerel bir ordugâh takipçisi olarak Kenanlı generali öldürür. Onu çadırına çekerek, uykuya daldıktan sonra kafasına bir çadır kazığı saplamıştır.

Bazı kadınların liderlik rollerine yükselmesi erkek liderliğinin başarısızlıklarını vurgulamıştır. Kraliçe Ester, Pers kralı Ahaşveroş'un (I. Xerxes'in kurgusu) karısı olmak için bir güzellik yarışmasını kazandı. Kralın danışmanı Haman'ın planını bozdu ve Yahudilere yapılan zulmü durdurdu (daha sonra Purim bayramı).

Kadınların İffetsizliği

Eski Yahudi kadınlarının yaşamlarına dair modern görüşler, Levililer kitabındaki arınma kuralları nedeniyle genellikle kadınlar için baskıcı olarak olumsuz bir şekilde kınanmaktadır. Tüm eski toplumların saflık ritüelleri vardı. Saflık mutlaka hijyenle ilgili değil, bir varoluş haliydi. Bu kavram kutsal şeyleri sıradan (gündelik hayattaki) şeylerden ayırırdı. Sunağa yaklaşırken, kutsal alanı ihlal etmemek için kişinin ritüel saflık durumunda olması gerekirdi. Yaşamın iki kaynağı olan kan ve meni Tanrı'ya aitti ve bu nedenle bu sıvılarla ilgili her türlü ilişki bir kenara bırakılmalı, günlük rutinler askıya alınmalıydı. Cinsel ilişki günah değildi ama erkek bir gün ve bir gece boyunca kirli sayılırdı. Kadınların adet döngüleri ve doğumları kan içerdiğinden, gerekli ayrılığın belirli sayıda gün boyunca gerçekleşmesi gerekiyordu (Levililer 12).

İki kadın hikâyesi kötü şöhret kazanmış ve kültürümüzde metafor olarak kullanılmıştır: İzebel ve Delila. Hakimler kitabı Samson'un öyküsünü ve Filistlilere karşı verdiği savaşları anlatır. Başka bir yaşlı ve kısır çiftin oğlu olan Samson, onların dualarına yanıt olarak doğuştan bir Nazarit olacaktı. Nazarit yemini, normal faaliyetlerden uzak durmanın ve kişinin hayatını Tanrı'ya adamasının bir yolu olarak kabul edilirdi. Buna toplumsal bir gelenek olan saç kesmemek de dahildi. Samson uzun saçları dışında bu yeminlere nadiren bağlı kalırdı.

Hakimler 16. bölümde Samson'un son aşkı haline gelen Filistli kadın Delila'nın öyküsü anlatılır. Filistliler ona Samson'un gücünün kaynağını bulmasını emrettiler. Samson üç denemeden sonra (onu kandırarak) gücünün kaynağının saçlarında olduğunu açıkladı. Samson uykuya daldıktan sonra Delila saçlarını keserek Filistlilerin onu yakalamasını sağlar. Delila'nın modern imgeleri onu klişeleşmiş bir baştan çıkarıcı olarak ilişkilendirir. Ancak bu öyküde onun ahlaksız bir kadın olduğunu gösteren hiçbir şey yoktur. Onun kınanması, putperest olmasından ve İsrail'in en büyük düşmanı olan Filistliler için çalışmasından kaynaklanmaktadır.

Jezebel & Ahab
İzebel ve Ahab
Scarborough Art Gallery (Public Domain)

İzebel'in (Fenikeli bir prenses) öyküsü 1. Krallar 16. bölümde yer alır. İsrail'in kötü krallarından biri olan Ahav'ın karısıydı. İzebel, Kenanlı bereket tanrıları Ba'al ve Astarte'nin takipçisiydi. İsrail'in peygamberlerine şiddetle karşı çıktı, onları sürgüne gönderdi ve Ahav'ı bu tanrılara sunaklar kurmaya ikna etti. Peygamber İlyas, kimin tanrısının en güçlü olduğunu belirlemek için bir Peygamberler savaşında ona meydan okudu. İlyas kazandı.

Ahav'ın ölümünden sonra, (bir sonraki kral) Yehu'nun yolda olduğunu öğrenince, onunla alay etmek için peruk ve mücevherlerle süslendi. Yehu hizmetkârlarına onu pencereden atmalarını emretti. Cesedi köpekler tarafından yenerek bir kehanet yerine getirilmiş oldu. Her ne kadar "İzebel" kelimesi "baştan çıkaran kadın" ile eş anlamlı olarak kullanılsa da, onun düşüşünün cinsiyetiyle hiçbir ilgisi yoktur. Peygamberlere karşı yaptığı zulüm ve putperestliği nedeniyle kınanmıştır.

İsrail'in Peygamberleri kahinler ya da Tanrı'nın insanlarla iletişim kurma yolları olarak hizmet etmişlerdir. Kutsal Yazılar'daki diğer öykülerde olduğu gibi, kadınlar ideal ya da olumsuz davranış modelleri olarak kullanılırlar. Peygamberler putperestliği kınarken, İsrail'in bu günahına cinsel metaforlar uygulamışlardır. Hem İlyas hem de Elişa peygamberler mucizeler gerçekleştirmiş ve imanlarının İsrailli erkeklerden daha büyük olduğunu göstermek için Kenanlı dul kadınlarla vakit geçirmişlerdir. Bu kadar çok cinsel metafor nedeniyle, kadınların hileleri Batı geleneğine yerleşmiş ve daha sonra Hıristiyan liderler tarafından kadınlarla ilgili incelemelerinde kullanılmıştır.

Yahudi Kutsal Yazılarındaki Diğer Önemli Kadınlar

Havva

Yaratılış'ta ilk kadının yaratılması Havva'yı "tüm canlıların anası" (Yaratılış 3:20) olarak belirlemiştir ve Cennet'teki düşüş hikâyesinin merkezinde yer almaktadır. Adem'i yasak meyveyi yemeye ikna etmiş ve böylece ölümlülük insanların hayatına girmiştir. Hem daha sonraki Rabbinik metinler hem de Hıristiyan öğretisi onun Adem'i baştan çıkardığını iddia etmiştir. Hippolu Augustinus (MS 5. yüzyıl) bunu yenilikçi Hıristiyan ilk günah doktrininin odak noktası haline getirmiştir. Havva'nın bu baştan çıkarması Batı edebiyatında, sanatında ve kadının doğasına ilişkin görüşlerde hala yankılanmaktadır.

Temptation & Expulsion from Paradise, Sistine Chapel
Ayartılma ve Cenneten Kovulma, Sistine Şapeli
Michelangelo (Public Domain)

Rut & Naomi

Rut kitabı Hakimler döneminde geçer. Beytlehem'deki yurdunu terk edip Moavlı (İsrail'in düşmanı olan bir kabile) bir adamla evlenen Naomi'nin öyküsünü anlatır. Yerli bir kadınla evlenmiş olan iki oğlu vardır. Oğulları öldüğünde ve kendisi dul kaldığında, Beytlehem'e dönmek ister. Naomi gelinlerine kalmaları gerektiğini söyledi.

Rut sesini yükseltir:

“Seni bırakıp geri dönmemi isteme! Sen nereye gidersen ben de oraya gideceğim, sen nerede kalırsan ben de orada kalacağım. Senin halkın benim halkım, senin Tanrın benim Tanrım olacak. Sen nerede ölürsen ben de orada öleceğim ve orada gömüleceğim. Eğer ölümden başka bir nedenle senden ayrılırsam, RAB bana daha kötüsünü yapsın.”

Birçok kişi bu bölümü evlilik yeminlerinde kullanmaya devam etmektedir.

Beytlehem'deki yerel toprak sahibinin tarlalarında ot toplayan dul kadınlar olarak Naomi, Rut'a o gece harman yerinde toprak sahibi Boaz'la buluşmasını tavsiye etti. Rut onun ayaklarını açacaktı, bu cinsel ilişki için bir kinayeydi. Boaz her iki kadını da himayesi altına aldı. Rut Kral Davut'un büyükannesi oldu. Kitabın ana amacı iki yönlüdür: hesed ("sadakat") kavramının açıklanması ve Yahudi olmayanlarla evliliğin her zaman yozlaşmaya yol açmayacağının gösterilmesi.

Batşeba

Samuel 1'de Kral Davut damda yıkanan bir kadını fark eder ve onu yanına getirttirir. Batşeba, Davut'un Filistliler'e karşı savaştığı sırada uzakta olan Hititli Uriya'yla evliydi. Kadın hamile kaldıktan sonra Davut Uriya'yı savaş raporu için çağırarak zinayı gizlemeye çalıştı ve sonra ona eve gidip karısını görmesini söyledi. Uriya diğer erkekler savaşırken bunu hak etmediğini düşündü ve saraydan ayrılmayı reddetti. Davut sonunda onu cepheye geri gönderdi ve komutanın onu dost ateşi için sıraya koyması gerektiğini söyledi.

Hem zina hem de cinayet işledikten sonra bebek ölü doğar. Kederli oldukları sırada Peygamber Natan onlara endişelenmemelerini söyler; Tanrı Davut'un soyundan "İsrail tahtında asla bir halefi eksik olmayacak" bir soy oluşturacaktır (1. Krallar 2:4). Buradaki olay örgüsü, Davut'la yapılan bu antlaşma (sözleşme) açıklanır açıklanmaz, Kral Davut'un oğullarının tahtı devirmek için ona karşı komplo kurmalarıdır. Batşeba oğulları Süleyman'a tekrar hamile kalır. Daha sonra Süleyman'ın tahtı miras alması için manevra yapar.

King Solomon in his Palace
Kral Süleyman Sarayında
Mohawk Games (Copyright)

Süleyman'ın Hükmü

I.Krallar 3:16-28 kralın huzuruna bir dava getiren iki kadının öyküsünü anlatır. Kadınların isimleri verilmez ama fahişe olarak tanımlanırlar. Bu nedenle, onlar adına konuşacak yasal olarak sözleşmeli bir erkek partnerleri yoktur. Her iki kadın da kısa süre önce doğum yapmış, ancak gece boyunca bebeklerden biri boğularak ölmüştür. Her ikisi de hayatta kalan çocuğun annesi olduğunu iddia ederler. Süleyman hükmünü verir: "Yaşayan çocuğu ikiye bölün ve yarısını birine, yarısını ötekine verin" (I.Krallar 3:24). Kadınlardan biri kabul ederken, diğeri dehşet içinde itiraz eder ve bebeğin öldüğünü görmektense ondan vazgeçmeyi tercih edeceğini söyler. Süleyman kadının lehine karar verir. Bu isimsiz kadın 'gerçek annelik' için bir model haline gelirken, 'Süleyman'ın hükmü' de yargı kararlarında aydınlanmış strateji için modern bir metafor haline gelmiştir.

Bibliografya

Dünya Tarihi Ansiklopedisi bir Amazon İştirakidir ve uygun kitap satın alımlarından komisyon kazanır.

Çevirmen Hakkında

Ayşe Yanı
Marmara Üniversitesi Mütercim Tercümanlık öğrencisiyim. Türkçe, İngilizce ve Almanca biliyorum. Yabancı dillere, tarihe ve felsefeye ilgi duyuyorum.

Yazar Hakkında

Rebecca Denova
Rebecca I. Denova, Ph.D. Pittsburgh Üniversitesi Dini Araştırmalar Bölümü'nde Erken Hıristiyanlık alanında fahri profesörüdür. Yakın zamanda "Hıristiyanlığın Kökenleri ve Yeni Ahit" (Wiley-Blackwell) isimli bir ders kitabını tamamlamıştır.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Denova, R. (2021, Ağustos 17). Eski Ahit'te Kadın [Women in the Old Testament]. (A. Yanı, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1812/eski-ahitte-kadin/

Chicago Formatı

Denova, Rebecca. "Eski Ahit'te Kadın." tarafından çevrildi Ayşe Yanı. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ağustos 17, 2021. https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1812/eski-ahitte-kadin/.

MLA Formatı

Denova, Rebecca. "Eski Ahit'te Kadın." tarafından çevrildi Ayşe Yanı. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 17 Ağu 2021. İnternet. 31 Eki 2024.