Harper’ın Antik Mısır Şarkıları

Tanım

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Kadriye Elden tarafından çevrildi
tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce
Makaleyi Yazdır PDF
Harper from the Tomb of Paätenemheb (by rob koopman, CC BY-SA)
Paatenemheb'ın mezarından arpçı şarkısı
rob koopman (CC BY-SA)

Harer'ın şarkıları.Antik Mısır'da cenaze şölenlerinde söylenmek üzere bestelenmiş şarkı sözleridir ve anıtların üzerine yazılmaktaydı.Bu şarkılar, isimlerini genellikle metinle birlikte mezar veya şapel duvarlarında,stellerde ve papirüslerde bulunan resimden alırlardı; kör bir çalgıcı ( arpçı) ,bu bestesini ölen kişiye ve bazen de merhumun ailesine söylerken resmedilirdi.

onlar,Eski Krallık döneminde (yaklaşık M.Ö 2613-2181 ) ilkel bir biçimde ortaya çıkmışlardır; burada ölen kişiye sonraki varoluş aşamasına geçerken yapılan kısa selamlaşmalar ve ölümden sonraki yaşamın varlığına yönelik övgüler olarak yer almaktadır. Ancak Orta Krallık döneminde (M.Ö 2040-1782 ) önemli bir değişim geçirerek daha tam anlamıyla gelişmişlerdir.

Orta Krallık döneminin en iyi bilinen arpçı şarkısı, Arpçının Ezgisi'dir. Bu şarkı , ilk olarak ıntef adında bir kralık mezar şapelinde ortaya çıkmıştır (Ancak bu kralın kim olduğu tam olarak bilinmemektedir,çünkü o dönemde birkaç kral vardır) Arpçının Ezgisi, Antik Mısır'daki geleneksel ölüm sonrası yaşam anlayışına yönelik bir şüphecilik ortaya koymaktadır. Şarkı," Carpe diem" (günü yaşa) temasını işler ; insanların ,sonrasında ne olacağını bilmedikleri için yaşamdayken hayatın tadını çıkarmalarına teşvik eder ve mevcut hazlara odaklanır.

Bu tema, yeni krallık döneminde (yaklaşık .M.Ö 1570- M.Ö 1069) döneminin en bilinen arpçı şarkısı olan Neferhoteğ'in mezarından bir arpçının şarkısı ile çürütülür. Bu eser, şüpheciliği saçmalık olarak görmektedir.Eser ,sonsuz kamışlar tarlası'ındaki ebedi yaşama dair kuşkuların ne gibi bir fayda sağlayabileceğini sorgular ve dinleyicilere çlümden sonraki geleneksel inançlara sevinçle ve umutla sarılmaları çağrısında bulunur. Yeni Krallık, arpçı şarkılarının bestelenmeye devam ettiği son dönemdir.

Her e kadar arpçı şarkıları,genellikle bestelendikleri dönemleri yansıttıkları şeklinde yorumlansa da bu iddia hem eleştirilmiş hem de tartışılmalıdırç Çok daha keskin bir yorum ise ,bu şarkıların modern çağda olduğu gibi Antik Mısır'da ya da herhangi bir dönemin herhangi bir kültüründe de kendini benzer şekilde gösteren, dini inanç ile şüphecilik arasındaki kadim ayrımı yansıtmaktadırlar.

Mısır cenaze ritüelleri

Yaygın inanışın aksine,Antik Mısırlılar ölüme takıntılı değillerdi, aksine yaşamı o kadar çok değerli buluyorlardı ki , onun sonsuza dek sürmesini istiyorlardı. Bedensel ölümden sonra varlığın devamı inancı ,Mısırda predinastik dönem'de (yaklaşık M.Ö 6000-M.Ö 3150 ) kültürel inancının bir parçasıydı; mezarlara konulan eşyalar bu duruma kanıt olarak gösterilebilir.Bu inanç, Giza'daki ünlü pramitlerin inşa edildiği Eski Krallık dönemine gelindiğinde tamamen gelişmiştir.

AĞITLAR ,ÖLÜMÜ YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLARAK GÖREN GELENEKSEL ANLAYIŞI TEŞVİK EDERDİ VE BİR ARPÇININ ŞARKISI DA AYNI AMACI GÜTMELİYDİ.

Geleneksel ölüm yanlayışı, ölümün hayatın sonu değil, ruhu ebedi yolculuğunun bir sonraki aşamasına geçişi olduğuna inanırdı. Ölen kişinin ruhu mezarında uyanır , Anubis tarafından gerçeklik salonu'na götürülürdü ve burada Osiris tarafından , Ma'at, Thoth ve kırk iki yargıç'ın huzurunda yargılanırdı. Eğer ruh değerli bulunursa, haklı kılınır ve kamışlar tarlası' na geçmesine izin verilirdi. Burada ,ölümle kaybedildiği sanılan he rşeyi yeniden ,bulur, daha önce ölmüş sevdikleriyle kavuşur ve tanrıların huzurunda sonsuza dek cennette yaşardı.

Ancak bunların gerçekleşebilmesi için cenaze ritüellerine titizlikle uyulması gerekiyordu.Ruhun beslenmeye devam edebilmesi için bedenin korunması, cennete yolculuğu sırasında ihtiyaç duyacağı tüm erzakları beraberinde götürebilmesi için de mezarın özenle hazırlanması gerekmekteydi. Beden, mumyacılar tarafından hazırlanır ve ardından gömüleceği yere tanışınırdı. Bu cenaze alayına, her zaman kadınlardan oluşan ve Nephthys'in Çığlıkları olarak bilinen profesyonel ağıtçılar eşlik ederdi. Ölüye teselli veren tanrıçanın kuşları olarak tasvir edilen bu kadınlar , yüksek sesle feryat ederek başkalarını da yas tutmaya teşvik ederlerdi.

Ölen kişinin, ağıt yakanları duyabileceğine ve iyi bir hayat sürdürdüğü , özleneceğini bilmenin ruhunu canlandıracağına inanılırdıe. Ağıtçılar bazen , muhtemelen Orta Krallık döneminde yazılmış olan isis ve Nephthy'in Ağıtları adlı şiiri okurlardı. Bu eserde, iki kadın şarkıcı tanrıçaların Osiris'in ölümü üzerine tuttukları yas sahnesini dramatik bir şekilde canlandırırlardı.

The Bremner-Rhind Papyrus
Bremner-Rhind papirüsü
The Trustees of the British Museum (Copyright)

Ağıtlar ,müzik aletleri eşliğinde söylenirdi, ancak rahiplerin ilahileri ve duaları gibi bu da ritüelleştirilmişti. İster bir cenazede ister bir festivalde icra edilsin, Ağıtlar her zaman aynı şekilde sunulurdu; çünkü bu eser, dinleyici kitlesini ister yaşayanlar, ister ölüler olsun Osiris'in ölümü, dirilişi ve sonsuz yaşamı ile ilişkilendirilirdi. Ağıtlar gibi eserler, ölümü yeni bir başlangıç olarak gören geleneksel anlayışı teşvik ederdi ve bir arpçının şarkısı da aynı amacı taşımalıydı.

Ölen kişi mezara mühürlendikten sonra, cenaze misafirleri bir şölenle merhumun anısını kutlarlardı ve arpçının şarkısını söylediği anın bu zaman olduğu düşünülmektedir. Ağıtlardan farklı olarak, her arpçının şarkısı birbirinden farklıydı ve kişiye özel olarak hazırlanırdı. Ancak hepsi başlangıçta ortak bir temayı vurgulardı: Ölüm bir son değil, hayat ise ebedi bir yolculuğun yalnızca bir parçasıdır.

Orta Krallık döneminde Arpçı’nın şarkıları

Eski krallık dönemine ait bu anlayış,Orta krallık döneminde de devam ettirilmiştir.Bu durum ,özellikle 13. Hanedanlık dönemine ait, kralın kahyası Nebankh'ın stelasındaki arpçı şarkısı gibi örneklerde açıkça görülmektedir.Bu stelada, ölen kişi bir masada oturur halde tasvir edilirken, arpçı onun aşağısında çömelmiş şekilde, şarkısını söylemektedir.

Şarkıcı Tjeniaa şöyle söyler :

Ne kadar sağlam oturuyorsun sonsuzluk tahtında ,

ebediyet anıtın ne kadar görkemli !

Yiyecek sunularıyla dolu,

Her türlü iyi şeyi barındırıyor.

Senin 'ka'n seninle,

Seni asla terk etmiyor,

Ey kraliyet mühür taşıyıcısı, büyük kahya Nebankh !

Senin olan kuzey rüzgarının tatllı nefesi!

Adını yaşatan şarkıcın böyle söylüyor,

Onurlu şarkıcı Tjeniaa, seni seven,

Her gün senin 'ka'na şarkı söyleyen " (Lichtheim, orta krallık,194 )

"Ka", ruhun bir yönüydü ve öte dünyada dönüşmüş ruhun yaşamını sürdürebilmesi için neslenmesi gerekiyordu. Aileler, mezarlarına zaman ayıramadıklarında, ölüye dualar okuyacak, yiyecek ve su getirecek ve adını yaşatacak ka- rahiplerini işe alırlardı.Nebankh'ın Stelası'nın gösterdiği üzere, aynı işlev bir arpçının şarkısı yoluyla da yerine getiriliyordu; her ne kadar maddi gücü yeten biri için muhtemelen ayrıca bir ka-rahibide tutulmuş olsaydı.

Egyptian Harper
Mısırlı arpçı
The Yorck Project (Public Domain)

Tjeniaa'nın şarkısı, mezarın güzelliğini " edebiyat tahtı" ve" sonsuzluk anıtı" olarak vurgulamaktadır ve Nebankh'ın yalnızca mezardaki eşyalar sayesinde değil,aynı zamanda ruhunun (ka'sının) sağlığı aracılığıyla da sonsuza dek yaşayacağını vaat eder. Bu ka, Tjeniaa'nın şarkısıyla canlı tutulacaktır.Mezar, ruhun tazalenmek ve yeryüzünü ziyaret için geri döneceği ebedi bir yuvaydı; bu dönüş, kişinin heykelleri, suretleri ve elbette bedeni tarafından mümkün kılınırdı.Ölümden korkmaya ya da hayata sıkı sıkıya tutunmaya gerek yoktu çünkü insan , başkalarının hatıralarında, tanrıların erdemini onaylamasında ve yaşayanlar tarafından bakımı yapılan,sonsuza dek sürecek mezarında yaşamaya devam ederdi.

Bu görüş, kral ıntef'ın mezarından daha iyi bilinen "arpçı ezgisi'nde oldukça farklı bir şekilde sunulur:

Ne şanslıdır bu prens,

çünkü kaderi mutluydu,sonu mutluydu

Bir nesil geçip gideri diğeri kalır,

Eski zamanlardan beri.

Benden önce var olan tanrılar şimdi mezarlarında dinleniyor,

Ve kutsanmış soylular da mezarlarına gömülmüşlerdir.

Ama mezar yapanlar için,

Onların artık yerleri ( mezarlar ) yok.

Ne oldu onlara ?

Eski krallık bilgilerini imhotep ve Herdedef'ın sözlerini duydum,

Özdeyişleri olduğu gibi tekrarlanır.

Ama onların yerleri ne oldu ?

Duvarları harabe,

Ve yerleri yok,

Sanki hiç var olmamışlar gibi.

Ötesinden geri dönen kimse yok

Durumlarını anlatacak,

Kaderlerini söyleyecek,

Ve kalplerimizi rahatlatacak

Biz kendi yolculuğumuzu yapana kadar

Onların gittiği yere.

O yüzden sevincini arttır !

Kaygısızlık sana iyidir ;

Yaşadığın sürece kalbini takip et.

Başına mür sür,

İnce ketenler giy,

Sadece tanrılar için olan en güzel yağlarla kendini yağla.

Keyiflerin artsın,

Kalbin yorulmasın,

Kalbini ve mutluluğunu takip et,

Dünyadaki işlerini kalbinin emrettiği gibi yap.

Çünkü o yas günü mutlaka senin için gelecek.

Yorgun kalpli olanlar onların ağıtlarını duymaz,

Ve onların ağlaması bir adamın kalbini mezardan kurtarmaz.

Hoş zamanların tadını çıkar,

Ve onlardan youlma.

Bak, hiçbir insana malını yanına götürme hakkı verilmemiştir,

Bak, gidenlerden hiçbiri geri dönmez" (Simpson,332-333)

Bu metin, ölülerin herhangi bir şeyi duyabileceği fikrini reddeder (yorgun kalpli olanlar, yas tutanların ağıtlarını duymaz ) ya da bir mezarın sürekli bir varoluşu garanti ettiğini öne süren düşünceyi çürütür. Dahası, şimdiye kadar ölümden geri dönüp ahiret hakkında kesin bilgi veren kimse olmadığından, şairin dediğine göre, tanrıların iyiliğine ve merhametine fazla umut bağlamaya gerek yoktur; bunun yerine insan kalbini dinlemeli ve hayatın tadını olabildiğince çıkarmalıdır.

"Arpçının Ezgisi" bu bakış açısını ifade eden Orta Krallık dönemine ait tek eser değildir. Aynı görüşü dile getiren bir diğer ünlü eser " Bir adam ile Ruhu arasındaki tartışma" dır. Kişinin mezarının yıkılabileceği,kolayca unutulup kaybolabileceği ve bu nedenle sonsuz yaşam için bir garanti sunmadığı düşüncesi,bir başka edebi eser olan "Bir hayalet hikayesi" adlı metinde de açıkça dile getirilmektedir.

Bu hikayede Amun'un başrahibi Khonsemhab'a bir hayalet görünür ve mezarının harap olduğunu, artık kimsenin onu hatırlamadığını şikayet eder. Bu nedenle ölürler diyarında aç kalmakta ve evsiz bir şekilde dolaşmaktadır.Khonsemhab, hayaletin mezarını onaracağına söz verir ve sözünü tutar ; ancak okuyucu, yıkılmış ama onarılmamış olan diğer mezarları ve bu mezarların sahiplerinin akıbetini düşünmeden edemez.

Yeni Krallık döneminde Arpçı şarkıları

Bilginler , orta krallık dönemine ait bu metinlerin gerçekten dönemin mısır kültürünü yansıtıp yatsıtmadığını ya da yalnızca edebi kurgu ve kişisel görüşler olup olmadığını tartışmaya devam etmektedir. Çünkü arpçı şarkıları veya " Bir hayalet hikayesi" gibi kısa öyküler, ritüel metinler değildi ve bu nedenle yazmanlar ,ilgilerini çeken herhangi bir temayı serbestçe işleyebiliyorlardı. Bir yazman, ahiretin ya da tanrıların varlığına dair şüphe duyabilir ve bunu yazıya dökebilirdi; ancak bu genel olarak tüm Mısırlıların da aynı şekilde düşündüğü anlamına gelmez. Bu tür yazılar daha çok bireysel sorgulamaların ya da felsefi düşüncelerin yansımasıdır ve Mısır toplumunun tamamının inanç sistemini temsil etmekten uzaktır.

Harper's Song from the Tomb of Intef
Harper'ın ıntef'ın mezarından şarkısı
The Trustees of the British Museum (Copyright)

Yine de bazı bilim insanları , yeni krallık dönemi edebiyatının büyük ölçüde Orta Krallık döneminin karamsarlığını reddettiğini belirtmiş ve bunun , önceki dönemdeki toplu şüpheciliğe karşı kültürel bir tepki olduğunu öne sürmüşlerdir. Bu görüşe en iyi örnek,"Arpçının Ezgisi"(A Harper's Song ) adlı eserin ,yeni krallık döneminde yaşamış Neferhotep'in mezarından çıkan versiyonudur. Bu şarkı, ölümden sonra beklenen sonsuz cennet inancını destekleyerek "Arpçının Ağıtı'nda ( The Lay of the Harper) dile getirilen kuşkucu bakış açısına doğrudan bir yanıt niteliği taşır.Bu eser geleneksel Mısır inançlarına bağlılığı pekiştirir ve ölümün bir son değil kutsal ve ebedi bir başlangıç olduğunu vurgular:

Ey mezarlığın yüce soyluları ve tanrıları ,

Kutsal babaya yapılan övgülere kulak verin,

Onurlu asilzadenin yüce ba'sına yapılan ibadeti işitin,

O artık sonsuz bir tanrı Batı' da yüceltilmiş biri;

Bu övgüler gelecek nesiller için bir anı olsun,

Oradan geçen herkes için.

Eskiden kalma mezarlardaki şarkıları duydum,

Yeryüzündeki hayatı öven,

Ölüler diyarını küçümseyen sözleri.

Neden bu yapılıyor sonsuzluk diyarına,

Korkusuz, adil ve doğru olana ?

Orada çekişme tiksinçtir,

Hiç kimse başkasına karşı silah kuşanmaz;

Bu diyarın rakibi yoktur,

Tüm akrabalarımız orada dinlenir,

Başlangıcın ilk zamanlarından beri.

Milyonlarca ve milyonlarca doğacak insan,

Hepsi oraya gelecek;

Mısır diyarında kimse kalamaz sonsuza dek ,

Oraya varmayacak kimse yoktur ( ölüm ).

Yeryüzündeki işlerin zamanı,

Bir rüyanın gerçekleşmesidir;

Batı'ya ( ahiret ) ulaşana şöyle derler :

"Hoş geldin sağ salim geldin".( Lichtheim, yeni krallık ,115-116 )

Bu yazman,yaşamın ne kadar kısa olduğunu( " Bir rüyanın gerçekleşmesi") vurgularken, ölümden sonra beklenen sonsuz cennetle karşılaştırıldığında bu dünyevi zamanın önemsizliğini ima eder. Herkesin orada olacağını(" tüm akrabalarımız orada dinlenir") söyler ve son satırda açıkça belirtildiği gibi, her haklı ruh eve sağ salim karşılanır.

Yeni krallık dönemi, Mısır imparatorluğu'nun genişlediği ekonomisinin geliştiği ve halkın geleceğe umutla baktığı biz zamandı. Bu nedenle bu tür arpçı şarkılarının bu refah ve iyimserliğe bir yanıt olduğu düşünülebilir. Bazı bilim insanları,ülkenin refahının sanatına da yansıdığını belirtmiştir. Ancak orta krallık da aynı derecede refah içindeydi- birçok bilim insanı ve tarihçiye göre Mısır'ın Altın çağı olarak görülür ,dolayısıyla eğer "refah= iyimserlik" teorisi geçerliyse, Orta krallık şiirlerinin de yeni krallık kadar parlak ve umut dolu olması gerekiyordu.

Orta krallık şairlerinin, öncesinde gelen birinci ara dönem'in (M.Ö 2181-2040) kaosuna tepki olarak yazdığı da öne sürülmüştür; ancak bu görüş iki nednele mantıklı değildir.Birinci ara dönem aslında o kadar da kaotik değildi; aksine sanatsal çeşitlilik ve kültürel gelişimin yaşandığı bir dönemdi.Eğer orta krallak'ın karamsar şiirleri zor bir geçmişe verilen bir tepkiyse o halde yeni krallık yazarlarının çok daha karanlık şiirler yazmak için daha geçerli nedenleri vardı.Çünkü ikinci ara dönem ( yaklaşık M.Ö 1782-1570), her açıdan birinci döneme göre çok daha kaotik bir dönemdi.

Ayrıca yeni krallık edebiyatının tamamı geleneksel umut dolu bir ölüm sonrası görüşüne bağlı değildir."Yazarların Ölümsüzlüğü" olarak bilinen metin mezarların çöktüğü ve anıtların yıkıldığı ancak bir yazarın eserinin onu ölümsüzleştirdiğini vurgular. Yazar eserini okuyanlar aracılığıyla yaşamaya devam eder."Yazarların ölümsüzlüğü" adlı metin aslında "Arpçının Ezgisi" ya da "Bir hayalet hikayesi " gibi eserlerle aynı noktayı vurgular: Bir insanın mezarı unutulabilir ama yaşarken yaptıkları özellikle bir katipse her zaman hatırlanacaktır.

Sonuç

Harper şarkıları yalnızca bir kültürün değerlerinin göstergesi olmakla kalmaz ; aynı zamanda bireysel inanç ifadeleridir, ya da inançsızlığın. Daha önce de belirtildiği gibi, bu tür metinler ritüelize edilmemiştir ve belirli sınırlar içinde isteyen, istediği gibi eser yazabilmiştir. Antik Mısır'ın temel değeri ma'at yani uyum ,denge idi; bu kavram birey ile toplumu dengede tutardı. Bir düşünce tarzı ya da davranış biçiminin aşırılığı bu dengeyi bozabilir ve sorunlara yol açabilirdi.

Ahirete ve tanrılara olan inanç, sunduğu istikrar nedeniyle teşvik edlirdi; ancak Mısır tarihinin hiçbir döneminde hayatın zevkleri ya da bu zevklerin peşinden gitmek uygun zamanlarda ve ölçülü olduğu sürece kınanmamıştır." The lay of the Harper"( Harper'ın ağıtı ) bir uca fazla yaklaşırken " Neferhotep'ın mezarından Harper'ın şarkısı " diğer uca fazla yaklaşır: biri sonsuzluğu küçümserken diğeri dünya yaşamını küçümser. Bu görüşlerin hiçbiri Mısır'ın herhangi bir dönemindeki toplumsal değerlerin gerçek yansıması değildir bunlar onları yazan sanatçıların bireysel bakış açılarıdır ve günümüzde hala yankı bulmaktadırlar; çünkü insanlık tarihi boyunca hep var olan şu soruyu yansıtırlar: "Hayatı en iyi şekilde yaşamanın yolu nedir ?

Çevirmen Hakkında

Kadriye Elden
Aslen Eskişehir doğumluyum Balıkesir üniversitesi turizm rehberliği bölümünde 3. sınıf öğrencisiyim.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörüdür. Önceden tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri verdiği Marist College'da (NY) profesördü. Çok fazla seyahat etmiştir ve Yunanistan ve Almanya'da yaşamıştır.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2019, Ağustos 27). Harper’ın Antik Mısır Şarkıları [Harper's Songs of Ancient Egypt]. (K. Elden, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18409/harperin-antik-misir-sarkilari/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Harper’ın Antik Mısır Şarkıları." tarafından çevrildi Kadriye Elden. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ağustos 27, 2019. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18409/harperin-antik-misir-sarkilari/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Harper’ın Antik Mısır Şarkıları." tarafından çevrildi Kadriye Elden. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 27 Ağu 2019, https://www.worldhistory.org/Harper's_Songs_of_Ancient_Egypt/. İnternet. 15 Tem 2025.