Akropolis

Tanım

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Tuğba Okumuş tarafından çevrildi
08 Temmuz 2021 tarihinde yayınlandı 08 Temmuz 2021
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Alman, İtalyanca, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Acropolis in Athens (Artist's Impression) (by Mohawk Games, Copyright)
Atina'daki Akropolis (Sanatçının İzlenimleri)
Mohawk Games (Copyright)

Akropolis, yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş herhangi bir kale veya komplekstir. Adı Yunanca akro 'yüksek' veya 'en uç/uç' veya 'kenar' dan türetilmiş ve polis, 'şehir' ' yüksek şehir' 'kenardaki şehir' veya 'havadaki şehir' olarak tercüme edilir. En ünlüsü MÖ 5.yy'da inşa edilen Yunanistan,Atina Akropolüdür.

Kelimenin kökeni yunanca olmasına rağmen, dünyanın herhangi bir yerinde yükseğe inşa edilmiş böyle bir yapı için kullanılır. Örneğin İskoçya, Edinburg'daki MÖ 850 lere tarihlenen korunaklı yapı olan The Castle Rock (Kale Kayası), doğal bir tepe değilde insan eliyle yapılmış bir yükseltide inşa edilmelerine rağmen yukarıdaki tanıma uyan Maya Medeniyetinin şehirleri de birer akropol olarak değerlendirilir. Aynı model Kuzey Amerika'nın yerli Amerika şehirleri ve onların elle yükseltilmiş zemin üzerine inşa edilmiş tapınakları ve konutları olan Cahokia veya Poverty Point'tekiler gibi büyük höyükleri için geçerli olacaktır.

Antik yunanda etkileyici bir akropolise ( Thebes, Korint ve en önemlisi Aegina Adasındaki Kolona gibi) sahip başka şehir devletleri olmasına rağmen ve akropolis adı Antik Roma'da da çevreden daha yüksek bir yüksekliğe inşa edilmişbir dizi bina için kullanılmış olsa, modern zamanlarda akropolis kelimesi Atina'daki antik alanla eş anlamlıdır.

Miken Akropolü

AKROPOL, DAHA SONRAKİ DÖNEMDE OLACAĞI GİBİ KRALIN KONUTU, DEPO VE HAZİNE OLARAK MİKENLİLER İÇİN AYNI AMAÇA HİZMET ETTİ.

Atina Akropolisindeki insan yerleşiminin kanıtı Neolitik döneme kadar uzanır ancak bölgenin ve çevrenin gelişimi Miken Uygarlığı ile başlar (MÖ 1700-1100). Akropolis, sonraları Atina olacak olan bölgenin 490 adım (150) üzerinde yükselir ve yaklaşık 7 dönümlük (3 hektar) bir yüzey alanına sahiptir. Ve bu nedenle bir savunma yapısı için doğal bir seçimdir. Mikenliler MÖ 1400 yıllarında, sonraları Atina agorası ve anıtsal tholos (arı kovanı şeklinde) mezarları olacak olan bölgenin (bölgede 50'den fazla kazılmış olan) altında daha küçük binalar bulunan Akropolis üzerindeki bir kale ve sarayla birlikte kendilerini tam olarak kurmuşlardı. Miken kültürü oldukça gelişmişti ve en üstte kral ardından soylular, savaşçılar, rahipler ve sıradan insanların olduğu bir hiyeraşiye sahipti. Bilim Adamı Robin Waterfield yorumları:

Bir miken topluluğunun kralı, aynı zamanda halkın simgesi ve dini lideri ve ticari bir işletmenin CEO'suydu. Saray kompleksi, Giritteki Minos saraylarının ölçeğine yakın olmasada, malların depolanması ve envanterlerinin yapılması için odaların yanısıra banyo ve yemek odaları ve kralla görüşme odalarına sahipti. Belli bir seviyeye kadar uzmanlaşmış bir okuryazarlık vardı; yazıcılar, kralın mülklerini ve diğer çeşitli ticari veya dini işlemleri Linear B olarak adlandırılan erken Yunan yazısıyla kil tabletlere kaydediyordu. Miken ekonomisi, Yeni Krallık Mısırınki gibi yeniden dağıtımcıydı: Tüm ürünler krala aitti ve statülerine ve ihtiyaçlarına göre yeniden dağıtılmadan önce sarayda toplanırdı.

Akropolis daha sonra Arkaik Dönem'de (8.yy- yaklaşık 480 MÖ) olacağı gibi kralın, deponun ve hazinenin merkezi olarak Mikenliler için aynı amaca hizmet etti. Akropolis aynı zamanda bir kurban kuyusu veya çukur sunularının içine atıldığı bir kadın tanrıya (muhtemelen Athena) ait en az bir tapınağın yeriydi. Miken uygarlığı MÖ 1100 civarlarında, Bronz Çağ Çöküşü olarak bilinen dönemde geriledi ancak kültürleri Yunan şairleri Hesiodos (MÖ 8.yy) ve Homeros (MÖ 8.yy) eserlerinde, özellikle de İlyada ve Oddyssey'de korunmuştur. Atinalılar daha sonra şehirleri Aşil ve Odysseus gibi büyük kahramanların kültürüyle ilişkili olduğundan ve yunanistan genelinde aynı talepte bulunabilecek başka şehir devletleri olmasına karşın, hiçbiri mikenlerin hala yerinde olduğu Cyclopean Surlarıyla Akropolis'in etkileyici yüksekliğine sahip değildi.

Arkaik Akropolis

Akropolis siyasi ve dini bir amaca hizmet etmeye devam ederken Agora, MÖ 6.yy'a kadar merkezi bir pazara sahip bir yerleşim bölgesiydi. Bu zamana kadar, Athena zaten şehrin koruyucu tanrısı olarak kabul edildi ve bu onuru nasıl kazandığı efsanesi iyi bilinirdi. Hikaye'ye göre ilk kral Cecrops kentin kendisi için onurlandırılmasını istedi ama kent o kadar güzeldi ki tanrılar ölümsüz bir ismi hak ettiğini düşünüyorlardı. Athena ve Poseidon bu onura kimin sahip olacağı konusunda tartıştılar ve insanlara hediyeler verdiler. Athena Akropolisin toprağına bir tohum düşürüp hızla bir zeytin ağacına dönüştürürken, Poseidon Akropolis'de bir kayaya çarpıp su çıkardı böylece insanlar asla kuraklığa katlanmak zorunda kalamayacaklardı. Zeytin ağacının birçok faydasını ve değerini bilen Athena, kentin koruyucusu olarak seçildi.

Athens Acropolis
Atina Akropolisi
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Akropolis'in güneybatı burcundaki daha önceki tapınağın bulunduğu yerde, Mikenliler tarafından kullanılan Siklopean duvarlarının aynı yapı tekniği kullanılarak Athena onuruna bir tapınak inşa edilmiştir. Bu zamana kadar, kanun koyucu Solon (MÖ 630-560) yasalarını koymuştu ve tiran Peisistratus (MÖ 528) iktidarı ele geçirdiğinde ticaret, yakınındaki Pire limanından gelişti. Tiran terimi yalnızca kendi kurallarına göre yöneten ve yalnızca kendi otoritesini tanıyan biri anlamına geldiği için modern anlamda anlaşılmamalıdır.

Pesistratus, agorayı yeniledi ve geliştirdi ve kentin Dipylon kapısından, her yıl Küçük Panathenaic festivali sırasında ve dört yılda bir Athena'yı onurlandıran Büyük Panathenaic festivalinde kullanılacak olan Akropolise kadar Panathenaic Yolu'nun kutsal yolunu inşa ettirdi. Günümüzde Akropolis, kaç tane tapınak olduğu ya da neye benzediği belli olmasada, zaten onun saygısına adanmıştı.

Politikalarını sürdüren oğulları Hippias (MÖ 528-510) ve Hipparchus (MÖ 528-514) Pesistratus'dan tahtını aldı. Hipparchus, MÖ 514'de genç bir adamın kız kardeşine kişisel bir hakaret nedeniyle öldürüldü ve Hippias, MÖ 510'da Spartalılar tarafından desteklenen ve esasen gerçekleştirilen bir darbeyle devrildi. Daha sonra ilk olarak Solon'un önerdiği demokratik ilkeler Kleisthenes (MÖ 6.yy) tarafından geliştirildi ve Atina demokrasisi kuruldu. Kendileri hakkında zaten yüksek bir görüşe sahip olan ve şimdi en iyi hükümete sahip olduklarına inanan Atinalılar, başkalarının da aynı yüksek devlete ulaşmalarına yardım etmeleri gerektiğini hissettiler ve bu nedenle Küçük Asya'nın İyonyalı Yunanlılarını, kendilerini kontrol eden Pers İmparatorluğuna karşı isyanlarında desteklediler.

Agora of Athens and the Temple of Hephaestus
Atina Agorası ve Hephaistos Tapınağı
Spyros Kamilalis (CC BY-NC-SA)

Pers Akamenid İmparatorluğu'nun I. Darius'u (Büyük, MÖ 522-486 tarihlerinde hüküm sürmüş ) isyanı çabucak bastırdı ve ardından Atina'yı kibirinden dolayı cezalandırmak için Yunanistan'ı işgal etti. MÖ 490'da Maraton Savaşında Atianlı bir kuvvet tarafından yenildi ve öldüğünde ikinci bir saldırı planlıyordu ve MÖ 480'de yerine çok daha büyük bir ordu toplayan ve İstanbul'u işgal eden oğlu I.Xerxes geçti. Xerxes Atina'yı yaktı ve MÖ 479'da yenilip yunanistan'dan sürülmeden önce Akropolis ve Agora'nın binalarını ve tapınaklarını yıktı.

Klasik Akropolis

Daha sonra Atina büyük generali ve devlet adamı Perikles (MÖ 495-429) rehberliğinde Akropolis'in yeniden inşasına başlandı. Her ne kadar eski yazarlar Atinalıları kentlerinin restorasyonuna başlamasının bu kadar uzun sürdüğü için eleştirmiş olsalar da enkazın temizlenmesi ve daha sonra yeniden inşa için ve fon temin edilmesi için yürütülen çok çalışma vardı. İki yılı aşkın süre sadece Parthenon'un iş sözleşmesi ve şartnamelere harcandı ve ilk taş Panathenaic festivali sırasında MÖ 28 Temmuz 447'de koyuldu.

KALICI BİR ANIT YARATMAK İSTEYEN PERİKLES, İNŞAATTA HİÇBİR MASRAFDAN KAÇINMAMIŞTIR.

Athena'yı onurlandıracak, Atina özgürlüğünü kutlayacak ve kentin perslere karşı kazandığı zaferi dünyaya ilan edecek kalıcı bir anıt yaratmak isteyen Perikles, Akropolis'in ve özellikle Parthenon'un yapımında hiçbir masraftan kaçınmadı ve bu proje üzerinde çalışmak için yetenekli mimarlar Callicrates, Mnesikles ve İktinos ve heykeltraş Phidias'ı (Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Olympia'da Zeus heykelini yaratan antik dünyanın en iyi heykeltraşı olarak tanınır.) işe aldı.

Bilim adamı ve sanat tarihçisi John Griffiths Pedley'e göre, 'çalışma... Phidias'ın gözetiminde yapıldı. Aslında Plutarkhos, Perikles'in bütün planından Phidias'ın sorumlu olduğunu söylemektedir.' Bu'plan', birçok yenilikten faydalanırken eski yapı teknilerine dayanan iddialı bir yapı programıydı.Akropolis'de yüzlerce esnaf, metal işçisi, zanaatkar, ressam, ahşap oymacısı ve kelimenin tam anlamıyla binlerce vasıfsız işçi çalıştı. Tapınaklar kentin kuzeydoğusundaki Pentelikus Dağı'ndan çıkarılan Pentelik mermerden yapılmıştır. Bloklar kesilmek, kilometrelerce taşınmak ve daha sonra şekillendirilmek ve sığdırılmak için yüzlerce metre yokuş yukarı getirilmek zorundaydı.

Reconstruction of the Parthenon
Parthenon'un Yeniden İnşası
NeoMam Studios/THISISRENDER/Expedia (Copyright)

Merkez tapınak ve hala en ünlüsü kutsal bakire rolündeki Athena'ya adanmış Parthenon'du.(Athena Parthenos = 'Bakire Athena') Tapınak tamamen yenilikçiydi, Dor ve İyonik mimari üslup birleştiriliyor ve sütunları şekillendirmek ve dikmek için yeni teknikler kullanılıyordu, böylece çatıya daha fazla destek veriyor ve zarif çizgilerinde hafiflik yanılsaması yaratmak için düz duruyormuş gibi görünüyorlardı. Tapınağın tepesinde yüksek kabartmalı 92 metop vardı ve dört köşesinde aslan başlı boşaltma ağızları olan dört tarafını çevreleyen frizler vardı. Pedley yazıyor:

Parthenon, Dor üslubu rötüşlerinin çokluğuyla ünlüdür… Yatay ve düşeydeki bu değişiklikler önemsiz olsa da, yine de binada gerçek dikeyler veya yataylar yoktur ve dolayısıyla dik açılar yoktur. Aynı zamanda, bu iyileştirmeler 'düz' çizgilere bir hareketlilik hissi verir ve kutu benzeri bir görünümden kaçınır. Böylece formun asaleti, formların dinamizmi ile güçlendirildi. Duvarlara olan talepler çok büyüktü. Kıvrımlı olsun ya da olmasın tüm bloklar aynı hizaya gelmek zorundaydı; yine de her yerde blok blokla titizlikle uyuyor ve sadece bir ya da iki metopta oyma belirsizlik ya da acelecilik belirtilerini ele veriyor. Tam orantılı, harçsız ve betonsuz harika bir şekilde inşa edilmiş, korozyona dayanacak kurşunla kaplanmış demir kelepçelerle bir arada tutulan bu muhteşem yapı, teknik bilgi birikimi ve ihtişamın şaşırtıcı karışımıyla büyülemektedir.

Tapınağın büyük kapıları altın, bronz ve fildişi ile işlenmiştir ve devasa Athena heykelinin neredeyse kırk adım (12 m) yüksekliğinde durduğu ve heykelin arkasında kentin hazinesi olarak hizmet veren daha küçük bir odanın bulunduğu büyük bir odaya açılmaktadır. Phidias, ahşap bir merkezin etrafında altın ve fildişi heykelini yapmıştır. Coğrafyacı ve tarihçi Pausanias (MS 110-180) onun zamanında nasıl göründüğünü anlatmaktadır:

Kült heykel fildişi ve altından yapılmıştır. Miğferinin ortasında bir sfenks ve her iki tarafında oyulmuş griffinler vardır. Athena heykeli ayak bileği uzunluğunda bir elbise içinde dik durur ve göğsünde Gorgon Medusa'nın fildişi bir temsili vardır. Athena bir elinde bir Zafer [Nike], diğerinde bir mızrak tutar. Ayaklarının altında bir kalkan ve mızrağın yanında Erichthonius olabilecek bir yılan yatar.

Athena Parthenos Reconstruction
Athena Parthenos Rekonstrüksiyonu
Mary Harrsch (Photographed at the Nashville Parthenon, Tennessee) (CC BY-NC-SA)

Erichthonius, topraktan doğan efsanevi bir Atina kralıydı ve Akropolis'teki bir başka ünlü tapınakta hem Athena hem de Poseidon'a adanmış olan Erechtheion'da, şehre armağanlarının yanı sıra bulunduğu yere yakın gömüldüğü düşünülen büyük kralın onuruna onurlandırıldı. Erechtheion'un planları, Parthenon'unkilerle aynı zamandaydı ve Phidias projede baş heykeltraş olarak görevlendirildi, ancak genel olarak Akropolis üzerindeki çalışmalar, Atina'da, MÖ 430-427'de Perikles de dahil olmak üzere kentte birçok kişiyi canından eden Veba tarafından kesintiye uğradı. Erechtheion'un inşaatı MÖ 421 yılına kadar yapılmış ve MÖ 406 yılında tamamlanmıştır.

Erechtheion, destekleyici sütunlar olarak hizmet veren altı karyatid (kadın figürü) olan Bakirelerin Sundurması sayesinde kompleksin en tanınmış ikinci tapınağıdır. Küçük Panathenaic Festivali sırasında, ünlüler Erechtheion'da bulunan Athena'nın ahşap kült heykeline yeni bir elbise (peplos) taşırken, her dört yılda bir olan Büyük Panathenaic Festivali sırasında Athena kültü kadınları tarafından Parthenon'daki heykel için çok daha büyük bir giysi örüldü.

Akropolis kompleksine anıtsal bir Dor kapısından girilirdi. Girişte solda Peisistratus yönetiminde inşa edilen daha önceki geçitten geliştirilen büyük, anıtsal bir kaide ile çevrili Propylaia, sağda MÖ 427-420 yılları arasında daha önceki Arkaik dönem tapınağının bulunduğu yerde inşa edilen küçük Athena Nike Tapınağı vardı. Bu, Akropolis'teki en küçük tapınaktı, ancak zafer tanrıçası Athena ve Nike'nin süslü oyma kabartmalarıyla süslenmiş üç tarafı 3 ayak yüksekliğinde (1 m) bir korkulukla çevrili olduğu için en etkileyicilerinden biriydi ve Athena'ya Atina'nın galibi ve koruyucusu olarak ithaf edildi. Tapınakta, Akropolis'te ve başka yerlerde bulunan Athena Polias'ınkinden (“Şehrin Athena'sı”) daha mütevazı olduğu için binanın tonuna uyan ahşap bir Athena Nike heykeli vardı.

Erechtheion with Original Paintwork Reconstruction
Orijinal Boya Rekonstrüksiyonu ile Erechtheion
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Propylaia'dan geçen ziyaretçiler, 4 adımlık (1.5 m) bir kaideden 30 adım (9 m) yükseğe çıkan muazzam Athena Promachos heykeli (önde savaşan athena) tarafından karşılanacaktı. Bu heykel aynı zamanda Athena'nın koruyucu rolünü de anardı, ama askeri rol modeli ve ilham kaynağı olarak önemini vurgulardı. Atinalı kadınların sivil yaşamda hiçbir rol oynamaması ve siyasi sesi olmaması Athena'nın kent yaşamında oynadığı hayati rolün birçok ironisinden biridir. Bu durum, Athena-Poseidon çekişme efsanesinin başka bir versiyonunda şöyle açıklanır; bu, kadınların Athena'yı koruyucu tanrı olarak seçmede erkekleri oy sayısında geride bıraktığını ve daha sonra Poseidon'u yatıştırmak için kadınların artık oy kullanmasına veya şehir hayatına katılmasına izin verilmediğini iddia ediyor.

Sonuç

Klasik Dönem Akropolü Roma Dönemine kadar nispeten değişmeden kalmıştır. Akropolis kullanımda olduğundan diğer binalar da eklenmiştir ve Roma İmparatoru Hadrian (MS 117-138) saltanatı sırasında şehre ve Akropolise kendi gelişimlerini eklemiştir. Büyük Konstantin'in (MS 272-337) hoşgörü fermanını yayınlamasından sonra hristiyanlığın yükselişiyle Parthenon bir kilise, Akropolis tepesi ise hristiyan ibadetinin merkezi haline geldi. Kilisenin yaygın uygulamalarına uygun olarak pagan imgeleri anıtlardan arındırıldı ve tapınaklarda hristiyan hassasiyetine uyumlu hale getirmek için değişiklikler yapıldı. Bakire Meryem'i andıran Athena görüntülerine dokunulmadı ancak diğerleri yok edildi. Yunanistan, 1458' de Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedildi ve Akropolis, cami olarak hizmet veren Parthenon ile Müslüman bir ibadet merkezine dönüştürüldü.

Yunanistan'ın Türk işgali sırasında Parthenon'un birlik karargahını garnizon olarak kullandığı ve Erechteion'un valinin haremine dönüştürüldüğü Akropolis'in binaları kötü kullanım ve ihmalden zarar gördü. Kompleks, İtalyan kuvvetlerinin Türkleri Yunanistan'dan çıkarmaya çalıştığı 1687 Venedik kuşatması sırasında daha fazla hasar gördü. Antik Athena Nike Tapınağı bu dönemde Türkler tarafından tamamen sökülmüş ve malzemeleri Propylaia yakınlarında savunma duvarı olarak kullanılmıştır, Parthenon ise Türklerin içinde depoladığı barut patladığında ağır hasar gördü. Bu zamana kadar büyük Athena heykeli ve diğerleri kaldırıldı ve şüphesiz başka amaçlar için eritildi.

1821 Kurtuluş Savaşı'nın ardından Türk egemenliğinden kurtulan Yunanlılar Akropolisi geri aldılar ve 1834 yılına gelindiğinde Akropolisi eski ihtişamına kavuşturmaya çalıştılar. Bununla birlikte, bir zamanlar tapınakları süsleyen Yunan sanatının en önemli eserlerinin çoğu da dahil olmak üzere çok şey kaybedilmişti. İngiliz Lordu Elgin, Türklerin onayıyla 'Parthenon frizinin bazı alınlık figürlerini ve büyük parçalarını çıkarıp 1816'da British Museum'a satmıştı'.(Pedley 263) Ayrıca Akropolis'in yıllarca süren işgal ve ihmalden sonra büyük bir kısmının zarar görmesi onarılamaz görünmekteydi ve 19.yüzyıldaki restorasyon çabalarının kısmen veya tamamen yeniden yapılması gerekmekteydi.

Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında Akropolis sahasında ciddi restorasyon ve koruma çalışmaları tamamlandı. Yakın zamanda yeniden inşa edilen Athena Nike Tapınağı ve bölgedeki önemli eserlere ev sahipliği yapan Akropolis müzesi ve şu anda British Museum'da bulunan mermer kabartmaların kopyaları dahil olmak üzere bu tür çalışmalar günümüzde devam etmektedir. Akropolis, eski geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanları çekmeye devam ediyor ve bu yerin kalıntıları şimdi Yunanistanı, tapınakları kısmen kendi tapınaklarını anmak için inşa eden Atinalılarla aynı özgürlük ilkelerine adanmış bir ulus olarak sembolize ediyor.

Çevirmen Hakkında

Tuğba Okumuş
Selam ben Tuğba, 22 yaşındayım ve öğrenciyim. Balıkesir Üniversitesi Turizm Rehberliği bölümü okuyorum. Araştırmayı, gezmeyi, keşfetmeyi seviyorum.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Yazar Biyografisi Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörü'dür. Daha önce Marist College (NY) üniversitesinde tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri vermiştir. Yunanistan ve Almanya'da yaşamış ve geniş çapta seyahat etmiştir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2021, Temmuz 08). Akropolis [Acropolis]. (T. Okumuş, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-478/akropolis/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Akropolis." tarafından çevrildi Tuğba Okumuş. World History Encyclopedia. Son güncelleme Temmuz 08, 2021. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-478/akropolis/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Akropolis." tarafından çevrildi Tuğba Okumuş. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 08 Tem 2021. İnternet. 31 Eki 2024.